Dünyada afetler her zamankinden daha sık, yıkıcı ve maliyetli hale geliyor. Ancak afet risk azaltma (ARA) yalnızca kriz anında verilen tepkilerle sınırlı değil; yeni risklerin önlenmesi, mevcut risklerin azaltılması ve dayanıklılığın artırılması anlamına geliyor. Bu da sürdürülebilir kalkınmayı korumanın temel yolu.
Her yıl 13 Ekim’de kutlanan Uluslararası Afet Risk Azaltma Günü, afetlerden en çok etkilenen grupları ve toplumsal cinsiyetin bu süreçteki belirleyici rolünü hatırlatıyor. Bu yılın teması “Afetleri Değil, Dayanıklılığı Finanse Et” çağrısıyla, kriz sonrası harcamalar yerine önleyici adımlara yatırım yapılması gerektiğini vurguluyor.
UN Women, bu anlayışı Gürcistan, Tacikistan ve Türkiye’de yürüttüğü projelerle hayata geçiriyor. Temel ilke ise net: Kadınlar ve kız çocukları her zaman bu çabaların merkezinde olmalı.
Kadınlar Afetlerde Daha Fazla Risk Altında
Dünya Bankası’nın 2021 tarihli araştırmasına göre, afetler kadınların yaşam süresini erkeklere kıyasla daha fazla kısaltıyor. Bu fark doğrudan ölümlerden ya da dolaylı olarak ekonomik kayıplardan ve sağlık sorunlarından kaynaklanıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kadınlar afetlerde daha yüksek oranlarda hayatını kaybediyor.
Ayrıca afetler, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti de artırıyor. Hukuk sistemlerinin aksaması, güvensiz barınak koşulları ve destek mekanizmalarına erişimin kısıtlanması, kadınları daha savunmasız hale getiriyor.
Türkiye’de 2023 depremlerinin ardından 431 kadın, UN Women ve Japonya Hükümeti desteğiyle cinsiyete duyarlı koruma hizmetlerinden yararlandı. Kadın Dayanışma Derneği’nden Şirin Şeyhmus, “Kadınların mücadelesi depremle başlamadı ama depremle derinleşti. Yaptığımız çalışmalar dayanışma ve farkındalık alanı yarattı” diyor.
Kadınlar Liderlik Ettiğinde Toplumlar Daha Hızlı İyileşiyor
Kadınlar afetlere hazırlanma, yanıt verme ve toparlanma süreçlerinde bilgiye ve kaynaklara erişimde ciddi engellerle karşılaşıyor. Bunlar arasında düşük okuryazarlık oranları, ekonomik bağımsızlık eksikliği, bakım yükünün artması ve karar alma mekanizmalarına katılamama gibi faktörler öne çıkıyor.
UN Women’ın Gürcistan’da yürüttüğü proje kapsamında, 155 kadın afet risk değerlendirmeleri, hazırlık planlaması ve erken uyarı sistemleri konusunda eğitim aldı. Kadın Ulusal Ligi Başkan Yardımcısı Tekle Bregvadze, “Kadınlar sahadaki bilgileriyle toplumların direncini artırıyor. Onlar lider olduğunda, müdahaleler daha adil ve kapsayıcı oluyor” diyor.
Politika ve Uygulamalarda Cinsiyet Uçurumu
Avrupa ve Orta Asya’da afet politikaları hâlâ toplumsal cinsiyet eşitliği açısından geri kalmış durumda. UN Women’ın Kadınların Afetlere Dayanıklılığı Politika Takipçisi, bölgedeki ülkelerde yalnızca 8 cinsiyete duyarlı politika ve 7 plan bulunduğunu belirtiyor. Üstelik çoğu bağlayıcılığı olmayan strateji niteliğinde.
Kadınlar “savunmasız grup” olarak genellenince, onların özgün ihtiyaçları ve kapasiteleri göz ardı ediliyor. Bu durum daha yüksek ölüm oranlarına, artan şiddet riskine ve kadınların liderlik potansiyelinin kaybedilmesine neden oluyor.
Tacikistan’da 2024’ten bu yana yürütülen UN Women projeleriyle 100’den fazla kişi afetlere toplumsal cinsiyet açısından duyarlı müdahale konusunda eğitildi. Hükümet, ulusal afet stratejisine toplumsal cinsiyet perspektifini dâhil etmek için UN Women ile birlikte çalışıyor.
Tacikistan Acil Durumlar Komitesi Başkanı Rajabali Rahmonali, “Kadınların katılımı afet risk yönetimini güçlendirir. Ortak çabalarla mevcut zorlukları aşabiliriz,” diyor.
Kadınlar Olmadan Dayanıklılık Mümkün Değil
Kadınlar yalnızca afetlerin mağdurları değil; aynı zamanda çözümün merkezindeler. Kadınlar sürece dahil olduğunda, toplumlar daha hızlı iyileşiyor, daha adil ve daha dayanıklı hale geliyor.