Gazeteci Nuray Babacan’ın aktardığı kulis bilgilerine göre, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve danışmanı Necati Özkan’ın tutuklandığı “casusluk soruşturması”, iktidar kanadında da tartışma yarattı.
AKP yöneticilerinin büyük kısmı, “casusluk” suçlamasının inandırıcı olmadığını, olayın ancak kişisel verilerin korunması ihlali kapsamında değerlendirilebileceğini düşünüyor.
Parti kulislerinde, soruşturmanın “siyasetin yönünü değiştirdiği” ve kamuoyunda tartışmanın odağını iktidar partisine çevirdiği yorumları yapılıyor.
“Bu iş dönüp bizi de vurabilir”
AKP içinde yapılan değerlendirmelerde, seçmen verilerinin tüm partiler tarafından Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’dan alınarak kampanya ekipleriyle paylaşıldığı hatırlatılıyor.
Parti yöneticileri, verilerin paylaşımında denetim eksikliği bulunduğunu kabul ederken, “Bu iş dönüp bizi de vurabilir” görüşü yaygın.
Bir AKP’li yönetici, “Ortada casusluk değil, YSK verilerinin hangi firmalara gittiğiyle ilgili sistemsel bir boşluk var” değerlendirmesini yaptı.
Seçmen verilerinin partilere verilmesi tartışması
Soruşturmanın beklenmedik şekilde tüm partileri zan altında bırakabileceği ve uzun vadede seçmen verilerinin partilere verilmesinin yasaklanmasına yol açabileceği konuşuluyor.
Bu durumun, gelecek seçimlerde mükerrer oy takibinin zorlaşması ve denetim süreçlerinin zayıflaması gibi sonuçlar doğurabileceği değerlendiriliyor.
YSK’da geçmişte yaşanan tartışma
Haberde ayrıca, YSK’da geçmişte “seçmen listeleri T.C. kimlik numarası olmadan verilsin” yönünde bir öneri gündeme geldiği, ancak bu durumda mükerrer oy kontrolünün yapılamayacağı gerekçesiyle mevcut sistemin korunduğu belirtildi.
AKP içinden gelen bu eleştiriler, “casusluk” dosyasının sadece bir yargı süreci değil, aynı zamanda seçim güvenliği ve veri gizliliği açısından da yeni bir tartışma başlattığını gösteriyor.