Munzur Çevre Derneği’nin öncülüğünde Dêrsim’de bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ve çevre dostları, “Aliboğazı’nda baraj yapımından vazgeçin” çağrısıyla seslerini yükseltti. Ellerinde “Doğama, suyuma, toprağıma dokunma” yazılı pankartlarla DSİ binası önünde buluşan grup, Aliboğazı’nın yalnızca doğal bir vadi değil, binlerce yıllık bir kültürel hafıza barındırdığına dikkat çekti.
“Baraj projeleri, bu belleğin üzerine dinamit koymak demektir”
Munzur Çevre Derneği Başkanı Yusuf Topçu, Dêrsim’in tarih boyunca pek çok saldırıya maruz kaldığını; sürgün, köy boşaltma, yasaklar ve ambargolarla insanların buradan uzaklaştırıldığını hatırlattı. Aliboğazı ise bu zorluklara direnenlerin yeniden yerleştikleri, inançla, sevda ile bağlandıkları kutsal bir coğrafya olarak önemini koruyor. Topçu, “Baraj projeleri, bu belleğin üzerine dinamit koymak demektir” diyerek tehlikeyi açıkça ifade etti.
Avukat Barış Yıldırım, bölgede yedi endemik flora türünün barajlar nedeniyle yok olduğunu bildirirken, baraj yapılması hâlinde bölgedeki yaban keçisi, çengel boynuzu, ayı, kurt, vaşak, Anadolu parsı ve su samuru gibi türlerin yaşam alanlarının tehlikeye gireceğini belirtti. Bu ekosistemlerin kesin koruma altında olduğu uzman raporlarıyla da destekleniyor.
Söz alan DEDEF Genel Başkanı Alirıza Bilir ise, bu projelerin Dêrsim halkı üzerinde yeni bir sürgün anlamına geleceğini söyledi. “Halkımızla yan yana, bu hukuksuz ve yersiz projelere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz” mesajını paylaştı.