Kadın hakları savunucusu, yazar ve akademisyen Berrin Sönmez, yıllardır taktığı başörtüsünü çıkardığını açıkladı. Sönmez, bu kararının kişisel olmaktan öte, Diyanet’in söylemleriyle büyüyen baskıcı toplumsal atmosfere karşı bir direniş eylemi olduğunu belirtti.
Berrin Sönmez açıklamasında, “Başörtüsü inancımın gereği değil artık. İnancımı baskı aracı yapanların hükmünü tanımıyorum” ifadelerine yer verdi. Sönmez’in bu çıkışı, özellikle son yıllarda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kadın bedeni, yaşam tarzı ve toplumsal rollere ilişkin söylemlerinin artan biçimde kadın hakları savunucuları tarafından eleştirildiği bir döneme denk geldi.
“İnancı baskıya dönüştürenlere karşı…”
Sönmez açıklamasında, inançlı bir kadın olarak başörtüsünü yıllarca özgür iradesiyle taşıdığını, ancak gelinen noktada başörtüsünün devletin kadınlara yönelik tahakküm politikalarının bir parçası hâline getirildiğini vurguladı. “Başörtüsü artık kadınların iradesine değil, devletin otoritesine işaret ediyor” diyen Sönmez, bu nedenle başörtüsünü çıkarmanın sadece bireysel bir tercih değil, politik bir tavır olduğunu söyledi.
Tepkiler ve destek
Berrin Sönmez’in kararı kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Feminist çevrelerden, insan hakları savunucularından ve farklı toplumsal kesimlerden destek mesajları gelirken, bazı muhafazakâr çevrelerde karar eleştirildi. Sosyal medyada birçok kadın, Sönmez’in bu kararının kendileri için ne ifade ettiğini anlatan mesajlar paylaştı.
Kadınların bedenine yönelik artan müdahaleler
Sönmez’in bu kararı, Türkiye’de kadınların giyimi, yaşam tarzı ve haklarına dair devlet kurumları tarafından yapılan açıklamalarla yeniden gündeme gelen kadın bedeni üzerindeki denetim mekanizmalarına dikkat çekti. Özellikle Diyanet’in son dönem hutbelerinde ve yayınlarında kadınların kamusal görünürlüğüne ve davranışlarına dair sınırlayıcı söylemler, kadın hakları örgütleri tarafından tepkiyle karşılanıyor.
“Benim bedenim, benim kararım”
Berrin Sönmez’in başörtüsünü çıkarma kararı, “Benim bedenim, benim kararım” söylemiyle kadın mücadelesinin bir parçası olarak görülüyor. Sönmez, yıllardır kadın hakları, laiklik ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularında mücadele eden bir isim olarak, bu eylemiyle bir kez daha kamusal alanda cesur bir tavır sergiledi.
