Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 15 Ağustos tarihli cuma hutbesinde miras paylaşımına dair kullanılan ifadeler, kamuoyunda tartışma yarattı. Hutbede, “Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahi adalete aykırıdır. Dolayısıyla kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır” denilmişti.
İslam hukukunda aynı derecedeki erkek mirasçının kadına göre iki kat fazla pay almasını öngören düzenlemeye atıf yapıldığı gerekçesiyle hutbe, Medeni Kanun’un kadın ve erkek için eşit miras hakkı tanıyan hükümleriyle çeliştiği yönünde eleştirildi. Kadın hakları savunucuları ve hukukçular, hutbenin laiklik ilkesini zedelediğini savundu.
Eski AKP milletvekili ve avukat Bülent Arınç ise X hesabından yaptığı açıklamada hutbeyi savundu. Arınç, laikliğe aykırı bir durum olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Tepkiler kanaatimce yersizdir. Eğer bir vaiz, İslam’daki miras sisteminin bugünkü Medeni Kanun’dan daha iyi olduğunu söyleyip herkes için uygulanmasını talep etseydi laikliğe aykırı olurdu. Ama Diyanet’in İslam’daki miras hukukunu anlatması onun görevidir.”
Arınç, 1986 yılında Kayseri’de yaşanan benzer bir davayı hatırlatarak, hutbede İslam’daki miras hukukunun anlatılmasının laiklik karşıtı değil, ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu belirten Yargıtay kararını örnek gösterdi.
Ayrıca, Cumhuriyet’in ilk yıllarından önce vefat eden kişilerin mirasının, talep edilmesi halinde bugün dahi İslam miras hukukuna göre (Feraiz) taksim edilebildiğini hatırlatan Arınç, Diyanet’in hedef alınmasının “yanlış” olduğunu söyledi.
Son olarak Diyanet’i “günümüzün sosyal ve içtimai konularına dikkat çeken, toplumu aydınlatma görevini yerine getiren çalışmalarından dolayı” tebrik etti.