Dünya

Dipten zirveye: Thiago Silva'nın ilham verici öyküsü

Redlerden hastalıklara, Avrupa zaferlerinden milli başarıya… Thiago Silva’nın 41 yıllık kariyeri futbolun en ilham verici hikâyelerinden biri.

Abone Ol

Thiago Silva, bugün 41 yaşında ve çocukluk kulübü Fluminense için sahada ter döküyor. Onun futbol hayatı, yalnızca bir sporcunun başarı öyküsü değil; aynı zamanda yılmadan mücadele etmenin, hastalıklardan ve hayal kırıklıklarından dönüp zirveye ulaşmanın canlı bir örneği.

İlk adımlar ve reddedilişler

Silva’nın futbol tutkusunun ilk yılları kolay geçmedi. 15 yaşında Flamengo dahil üç farklı Brezilya kulübünde denemelere çıktı ancak hepsinden olumsuz yanıt aldı. Bu dönemde futbolculuk hayallerinden vazgeçme noktasına geldi. Ancak ailesinin desteği ve azmi sayesinde futbolu bırakmadı. 19 yaşında Juventude ile imzaladığı sözleşme, onun stoper olarak profesyonel kariyerinin başlangıcı oldu.

Avrupa hayali ve sağlık mücadelesi

20 yaşında Porto’ya transfer olması, Avrupa sahnesine açılan kapıydı. Fakat beklentiler boşa çıktı; forma giyemeden Dinamo Moskova’ya kiralandı. Rusya’da futbol hayatını bitirme noktasına getiren bir hastalıkla karşılaştı. 21 yaşında doktorlar ona tüberküloz teşhisi koydu. Uzun süre tedavi gördü, hatta akciğerlerinin bir kısmının alınması dahi gündeme geldi. Ancak Silva futbolu bırakmayı reddetti.

Fluminense ile yeniden doğuş

22 yaşında hastalığını yenip ülkesine döndüğünde, Fluminense kapısını açtı. Burada gösterdiği performans kısa sürede dikkat çekti. 2007’de Brezilya Kupası zaferiyle hem kulübünü hem de taraftarlarını sevindirdi. Brezilya basını, onun sahaya dönüşünü “ikinci şansın hikâyesi” olarak nitelendirdi.

Milan yılları: zirveye çıkış

24 yaşında Milan’a transfer oldu ve Serie A’nın en güvenilir savunmacılarından biri haline geldi. Kısa sürede takımın vazgeçilmez ismi oldu. 26 yaşında Serie A şampiyonluğu kazandı ve ligin en iyi oyuncusu seçildi. Milan’da oynadığı futbol, onu dünyanın en iyi stoperleri arasına soktu.

PSG’de kaptanlık ve istikrar

28 yaşında Paris Saint-Germain’e transfer oldu. Burada yalnızca bir savunmacı değil, aynı zamanda lider oldu. Laurent Blanc, Unai Emery ve Thomas Tuchel dönemlerinde takımın kaptanlığını üstlendi. 31 yaşında PSG ile bir sezonda dört kupa kaldırarak kulüp tarihine geçti. Fransa’daki yıllarında 7 Ligue 1 şampiyonluğu, 5 Coupe de la Ligue ve 6 Coupe de France zaferi yaşadı.

Milli takımda sorumluluk

Brezilya Milli Takımı’nda da istikrarıyla dikkat çekti. 2014 Dünya Kupası’nda takım kaptanı olarak sahaya çıktı, 2019’da ise Copa America şampiyonluğu yaşadı. Kritik maçlardaki liderliği ve soğukkanlılığı, onu ülkesinde saygı duyulan bir figür haline getirdi.

Chelsea’de geç gelen zaferler

36 yaşında PSG ile yollarını ayırdı ve Chelsea’ye transfer oldu. Pek çok kişi yaşını gerekçe göstererek kariyerinin son dönemine girdiğini düşünüyordu. Ancak Silva, hem Premier League’de hem de Avrupa sahnesinde en üst düzey performansını sürdürdü. Chelsea formasıyla Şampiyonlar Ligi, UEFA Süper Kupası ve FIFA Kulüpler Dünya Kupası’nı kazanarak koleksiyonuna yeni zaferler ekledi.

Bugün: Fluminense’ye dönüş

41 yaşında yeniden Fluminense formasıyla sahaya çıkmak, Silva için bir “tamamlanma hikâyesi” oldu. Çocukluk hayalini gerçekleştirdi, doğduğu ülkenin topraklarında kariyerinin son bölümünü yaşıyor.

Thiago Silva’nın hikâyesi yalnızca kupalarla dolu bir futbol kariyeri değil, aynı zamanda sabrın, azmin ve inancın sembolü olarak futbol tarihine geçti. Onun yolu, genç futbolcular için hâlâ ilham kaynağı olmaya devam ediyor.