Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği (GÖÇ-DER), "14-20 Haziran Göç Haftası" kapsamında, Çand Amed Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Köyümüze geri dönerek onurlu ve demokratik bir toplum yaşamını inşa ediyoruz" başlıklı bir panel düzenledi. Panelde, zorla göç ettirilen halkların yaşadığı mağduriyetler, devletin göç politikaları ve toplumsal adalet talepleri masaya yatırıldı.
Panelin açılışını yapan GÖÇ-DER Eşbaşkanı Murat Sarı, zorla göç ettirilen milyonlarca insanın haklarının gasp edildiğini belirterek, "Bugün burada sadece geçmişi anmak için değil, o geçmişi değiştirme ve halkımızın gasp edilen haklarını geri alma iradesini birlikte büyütmek için bir aradayız" dedi. 1990'lı yıllarda uygulanan köy boşaltmaları ve zorla yerinden edilme politikalarının yalnızca coğrafyayı değil, halkın belleğini, kimliğini ve toplumsal bağlarını da hedef aldığını vurgulayan Sarı, "Bu politikalar sonucunda yüzbinlerce insan yoksulluğa ve belirsizliğe mahkûm edildi" ifadelerini kullandı.
Panelde, İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz da, zorla göç ettirmenin yarattığı insan hakları ihlalleri üzerine bir sunum yaptı. Yılmaz, göçün yalnızca savaşlar veya doğal afetlerden değil, devletin köy boşaltmaları gibi politikalarıyla da tetiklendiğini belirterek, "Kürtler 90'lı yıllarda göçertildi, 2013-2015 yılları arasında ise ilan edilen sokağa çıkma yasaklarıyla bir kez daha yerinden edildiler" dedi.
Panelde, TMMOB üyesi Mimar Selma Aslan da "Kentsel Müdahale Gölgesinde Göç" başlıklı bir sunum yaptı. Kentsel dönüşümün başka bir iç göç biçimi olduğuna dikkat çeken Aslan, "Köy boşaltmaları sonucunda kent nüfusunun arttığını, bunun da konut açığına yol açtığını" söyledi. Ayrıca, sokağa çıkma yasaklarıyla Sûr'da yaşanan kültürel tahribata ve insanların zorla yerinden edilmesine de değindi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dil ve Kültür Komisyonu Eşsözcüsü Cemile Turhallı Balsak, "Göç ve Dil Politikaları" başlıklı bir sunum yaparak, Türkiye'nin tarihsel olarak Ermeni tehciri ve Dêrsim Tertelesi gibi örneklerle Kürtleri asimile etmeye çalıştığını söyledi. Balsak, "Devletin göç ve asimilasyon politikalarına karşı halkın güçlü bir ideolojiyle direniş göstermesi gerektiğini" belirtti.
Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivisti Hülya Alökmen Uyanık da "Göç Politikalarının Kürt Kadınlarının Yaşamına Etkisi" üzerine konuştu. Uyanık, göçlerle birlikte kadınların yaşamlarının zorlaştığını ve kentteki yaşamlarında dil ve kimliklerinden uzaklaştıklarını vurguladı. "Yeni bir yaşam inşa etmek için daha fazla çalışmalıyız" diyerek, toplumsal değişim için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini ifade etti.
Panel, katılımcıların soruları ve görüşleriyle son buldu. GÖÇ-DER, zorla göç ettirilen halkların haklarının geri verilmesi ve toplumun demokratik bir şekilde yeniden inşa edilmesi için mücadeleye devam edeceğini vurguladı.