Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun İmralı Adası’nda PKK lideri Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeyi “tarihi bir eşik” olarak nitelendirdi. Hatimoğulları, Kürt meselesinin seçim ve oy hesabı olmadığını vurgulayarak, “Sayın Öcalan, Türk-Kürt ittifakının güçlenmesi ve çatışmasızlığın kalıcılaşması için net bir tavır sergilemiştir” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, partisinin Meclis’teki Kadın Grubu toplantısında güncel gelişmeleri değerlendirdi. Hatimoğulları’nın konuşmasının ana eksenini çözüm süreci tartışmaları ve İmralı görüşmesi oluştururken, artan kadın cinayetleri ve ekonomik kriz de gündemdeydi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü hatırlatan Hatimoğulları, Mirabel kardeşlerin mücadelesine, yaşamını yitiren ve cezaevinde olan kadın siyasetçilere değindi. Suriye’de Alevilere, Dürzilere ve Hristiyanlara dönük katliam girişimlerine de tepki gösteren Hatimoğulları, “2025 Mart ayında Suriye’de binlerce Alevi katledildi, kadınlar kaçırıldı, işkenceye maruz kaldı ve köle pazarında satıldı. Buna sessiz kalamayız” dedi. Alevi katliamına karşı siyaset, diplomasi ve toplumsal alanlarda mücadelelerini sürdüreceklerini belirten Hatimoğulları, “Aleviler, Alevi kadınlar yalnız değildir” ifadelerini kullandı.
Kadın cinayetlerinin etkin soruşturulmadığını ve intihar denilerek dosyaların kapatıldığını dile getiren Hatimoğulları, Ankara’daki yurtta hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Mizgin Ertekin’i hatırlatarak, iktidarı gerçeklerle yüzleşmeye çağırdı. Rojin Kabaiş dosyasına da değinen Hatimoğulları, DNA örnekleri ve şüpheli deliller karartılarak bir kadının ölümünün gizlenmeye çalışıldığını belirtti ve Van Valisi ile Üniversite Rektörlüğüne sert sorular yöneltti.
Ekonomik kriz ve savaşa karşı DEM Parti olarak 12-14 Aralık tarihlerinde Ankara’ya “Ekmek ve Barış” talebiyle yürüyüş düzenleyeceklerini duyuran Hatimoğulları, İmralı görüşmesini Türkiye halklarının geleceği açısından kritik bir dönemeç olarak niteledi. Görüşmeyi sadece bir temas değil, geleceği şekillendirecek bir diyalog köprüsü olarak tanımlayan Hatimoğulları, “Bu görüşme Türkiye'nin uzun süredir beklediği barış ve kardeşlik kapısını aralayan tarihi bir adım olmuştur. Sayın Öcalan’ın, Türk-Kürt ittifakının ve bütün halkların ortak yaşam zemininin güçlenmesi, çatışmasızlığın kalıcılaşabilmesi ve demokratik çözüm iradesinin net biçimde ortaya konması için bir tavır sergilediğini biliyoruz” dedi.
Hatimoğulları, İmralı’daki görüşmenin sadece Türkiye iç siyasetini değil, bölgesel gelişmeleri de doğrudan ilgilendirdiğini belirtti. Öcalan’ın Suriye’deki duruma dair yaklaşımının çözüm için belirleyici olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, “Komisyonun Sayın Öcalan’la gerçekleştirdiği görüşmede Suriye sorununun çözümüne ışık tutacak önemli değerlendirmeler yapılmıştır. Kuzeydoğu Suriye özelinde ve Suriye’nin bütünü açısından çözüm sürecinin anahtarı olabilecek bir perspektif ortaya konmuştur” ifadelerini kullandı.
Hatimoğulları, barış sürecinin günlük siyasi çıkarlar için kurban edilmemesi gerektiğini belirterek, “Kürt meselesi bir seçim meselesi değildir. Kürt deyince sandık, barış deyince oy sayım çizelgesi hayal etmek siyaset değildir, siyasetsizliktir. Komisyonun raporunu bir an önce yazması, yasal ve hukuki düzenlemelere geçiş süreci için parlamentonun tarihi görevi vardır” dedi.
Görüşmenin şeffaflığına da değinen Hatimoğulları, tutanakların kamuoyu ile paylaşılmasını önerdiklerini ve komisyonun kararına bağlı olarak bu tutanakların Türkiye kamuoyunun görebileceği şekilde açıklanmasını istediklerini ifade etti.