İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Mart’tan bu yana yürütülen soruşturmalar kapsamında tutuklu bulunuyor. Tutuklu siyasetçi, Britanya merkezli The Guardian gazetesine yazdığı makalede Türkiye’deki siyasi tabloyu değerlendirerek, demokrasinin “tarihinin en tehlikeli aşamasına” girdiğini söyledi.
İmamoğlu, “İstanbul belediye başkanı seçildim fakat bunu hapisten yazıyorum: Türk demokrasisi büyük tehdit altında” başlıklı yazısında, geçen yılki seçimlerde yüzde 51 oyla yeniden seçildiğini, iktidarın desteklediği adayı iki kez mağlup ettiğini hatırlattı. 2019’da da “uydurma bahanelerle” seçimin iptal edildiğini anımsattı.
"Diplomam iptal edildi, sahte tanıklarla tutuklandım"
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak açıklandıktan sonra üniversite diplomasının iptal edildiğini vurgulayan İmamoğlu, Türkiye’de cumhurbaşkanı adaylığı için diploma şartının bulunduğunu hatırlattı. Kısa süre içinde hakkında “yolsuzluk” ve “terör örgütüne yardım” suçlamaları yöneltildiğini belirtti.
“Altı aydır isimsiz tanıkların ifadeleriyle tutukluyum. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne bağlı bir ülkede bu durum skandal niteliğinde” diyen İmamoğlu, yalnızca kendisinin değil, muhalefetten çok sayıda belediye başkanının da cezaevinde olduğunu, İstanbul’un ilçelerinin dörtte birinden fazlasında seçilmiş başkanların görevden alındığını söyledi.
"Gazeteciler, akademisyenler, öğrenciler hapiste çürüyor"
İmamoğlu, baskının yalnızca siyasilerle sınırlı olmadığını, gazetecilerden akademisyenlere, iş insanlarından öğrencilere kadar birçok kesimin cezaevinde olduğunu dile getirdi. Avrupa Konseyi Gençlik Delegesi Enes Hocaoğulları’nın sadece konuştuğu için gözaltına alınmasını örnek gösterdi.
"Erdoğan mahkemeleri muhalefete karşı silah olarak kullanıyor"
İBB Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yargıyı muhalefete karşı silah olarak kullandığını savundu:
“CHP’yi kapatamayan hükümet, 2023 kongresini bozarak parti liderliğini ortadan kaldıracak bir dava açıyor. Bir mahkeme, CHP’nin İstanbul’daki kongresini iptal etti, il başkanını görevden aldı ve kayyım atadı. Yargıçların seçilmişleri yedeklerle değiştirdiği bir sistem demokrasi değildir.”
İmamoğlu ayrıca Erdoğan’ın Türkiye’de “içi boş bir muhalefet yaratmaya çalıştığını” öne sürdü.
"Türkiye halkı aldatılmıyor"
Cumhurbaşkanına verilen halk desteğinin azaldığını belirten İmamoğlu, “Mısır’ın Hüsnü Mübarek’i, Suriye’nin Esad’ları gibi iktidarını güvenceye alma niyetinde” dedi. Ancak Türkiye halkının artık aldatılmadığını, protestolar ve anketlerin CHP’yi ülkenin önde gelen partisi olarak gösterdiğini savundu.
Tutuklandığı tarihten bu yana ülke genelinde protestoların sürdüğünü hatırlatan İmamoğlu, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin yalnızca Türkiye için değil, dünya için de önem taşıdığını vurguladı.
İmamoğlu yazısını şu ifadelerle sonlandırdı:
“Halkın iradesi kazanacaktır. Adaletsizlikler karşısında duyduğumuz öfke bir stratejiye dönüştürülmeli. Bu Türkiye’nin demokratik mirasını yüceltecek yeni bir siyasi kültür ve kurum inşası içermeli. Bunu başarırsak demokrasimizi geri kazanmakla kalmayacak, demokrasinin tüm dünyada yeniden yükselişine katkıda bulunacağız.”