Kadın liderliğindeki örgütler (WLO’lar) insani krizlere müdahalede ve acil ihtiyaçların karşılanmasında kritik bir rol üstleniyor. Ancak bu örgütler hâlâ sistematik olarak yetersiz fonlanıyor ve insani yardım karar mekanizmalarının dışında tutuluyor.
Kadın örgütleri insani krizlerde öncü rol üstleniyor
Uluslararası yardım sektöründe, kadın örgütlerinin insani eylemlerdeki değerine dair ortak bir anlayışın hâlâ oluşmamış olması, konuyla ilgili stratejik ilerlemeyi engelliyor. Bu alanda yapılan araştırmalar da oldukça sınırlı. Yetersiz fonlama yalnızca WLO’ların kendisine değil, aynı zamanda yaptıkları çalışmaları görünür kılmaya ve belgelenmesine de engel oluyor.
Yeni yayımlanan çalışmada, kadın örgütlerinin kriz bölgelerinde üstlendikleri roller örnekler ve vaka analizleri üzerinden belgeleniyor. Bu örnekler, uluslararası yardım sektöründe çoğu zaman görünmez kılınan katkıların değerini ortaya koyuyor.
Öne çıkan bulgular:
-
Kadın örgütleri, kriz koşullarında yerel ihtiyaçları ve eşitsizlik yapısını en iyi anlayan, topluluklarıyla güçlü güven ilişkileri kuran yapılar. Bu sayede toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin raporlanmasını, sağlık, gıda, su, sanitasyon ve barınma hizmetlerine erişimi artırıyorlar.
-
Çoğu uluslararası aktörden farklı olarak kriz öncesinde de var olduklarından, yalnızca kısa vadeli hizmet sunumuyla sınırlı kalmıyor; dönüştürücü değişim için çalışıyorlar.
-
Buna rağmen WLO’lar hâlâ kronik olarak yetersiz fonlanıyor ve karar mekanizmalarına dahil edilmiyor. Mevcut fon kesintileri durumu daha da ağırlaştırıyor.
-
Kadın örgütleri, toplulukların uzun vadeli dayanıklılığını güçlendirmede de kritik. Var olan yerel ağları harekete geçirerek ihtiyaçları karşılıyor ve kriz sonrası iyileşmeyi hızlandırıyorlar.
Rapor, daha adil ve kapsayıcı bir insani yardım sistemi için, kadın örgütleriyle uluslararası aktörler arasında işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.