Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024’te kaybolmuş, on sekiz gün sonra cansız bedeni Van Gölü’nde bulunmuştu. İlk rapor “suda boğulma” derken, aile ve avukatların itirazı üzerine dosya yeniden açıldı. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun 10 Ekim 2025 tarihli raporunda Rojin’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA tespit edilmesi, cinsel saldırı ve cinayet şüphesini güçlendirdi. Soruşturmada DNA örneği veren kişi sayısı yüz doksan beşe çıktı.
Tanık Manisa’da savcılığa başvurdu
GazeteDetay’ın aktardığına göre Manisa’da yaşayan bir kişi, Rojin’in kaybolduğu gün ona benzeyen genç bir kadının zorla araca bindirildiğini savcılığa bildirdi. Tanık, bir erkeğin genç kadının kolunu tutarak “Yürü gidiyoruz” dediğini, kadının “Babamın haberi var mı?” sorusuna erkeğin “Var” yanıtını verdiğini anlattı.
“İfade alınmadı” açıklaması
Milliyet’e konuşan Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz, söz konusu kişinin yalnızca dilekçe gönderdiğini, resmi bir ifadesinin alınmadığını söyledi: “Beyanın alınması gerekir. Verdiği saatler net değil; o saatlerde Rojin’in başka yerde olma ihtimali de var.” Baro, tanığın anlatımının soruşturma dosyasına henüz beyan olarak girmediğini açıkladı.
Baba Kabaiş: “Bu tanık neden bir yıl sustu?”
Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş, tanığın gecikmeli başvurusuna tepki gösterdi: “Ailemden şüphelendiğim kimse yok, hepsinin ifadesi alındı, DNA verildi. Bu tanık neden bir yıl boyunca sustu? Neden, merak ediyoruz.” Kabaiş daha önce, davayla ilgili kişilerin işini kaybetme veya başına bir şey gelme korkusuyla konuşamadığını düşündüğünü ifade etmişti.
Soruşturmanın seyri
Rojin Kabaiş’in cep telefonundaki veriler İspanya’da inceleniyor. Dosyada yeni tanık iddiası, DNA bulguları ve dijital verilerin sonuçlarıyla birlikte soruşturmanın yön değiştirebileceği belirtiliyor. Aile, soruşturmanın hızlandırılması ve tanığın acilen dinlenmesi çağrısını yineliyor.