Menajer Ayşe Barım, T24’ten Cansu Çamlıbel’in sorularını yanıtlarken “Ben bir sektör adına burada rehin tutuluyorum” sözleriyle hem tutukluluğunu hem de sektörden gördüğü ilgisizliği anlattı.
ID İletişim’in kurucu ortağı Barım, “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlamasıyla 27 Ocak’tan bu yana tutuklu. 7 Temmuz’daki ilk duruşmada sağlık sorunlarına rağmen tahliye edilmedi. Davanın ikinci duruşması 30 Eylül’de görülecek.
Sağlık sorunları ve yalnızlık hissi
Avukatı Deniz Ketenci, Barım’ın kalp pili takılması gerektiğini, doktorların kalp nakline kadar gidebileceğini söylediğini açıklamıştı. Barım ise cezaevinde rahatsızlıklarının arttığını, beynindeki stentlere yakın yeni bir anevrizma oluştuğunu belirterek “Kanarsa geri dönüşü imkânsız” dedi.
Barım, sektördeki yapımcılardan destek göremediğini ifade ederek, “Gerçeği açıklayın diye çalmadığım kapı kalmadı. Çoğu susmayı seçti. Bunu ömrüm boyunca unutmayacağım” diye konuştu.
Oyuncuların desteği ve reddedilen başvurular
Oyuncuların kendisine destek olmaya çalıştığını ama sosyal medyada linç edildiklerini belirten Barım, “Tutuklandığımdan beri yapılan tüm özel izin başvuruları reddedildi. Oyuncularla ancak mahkeme salonunda göz göze gelebildik” dedi.
“Ben her zaman apolitiktim”
Barım, siyasi bir kimliği olmadığını vurgulayarak “Siyasetin hiçbir zaman içinde olmadım, olmayacağım. Ben her zaman apolitiktim. Ama haksızlık karşısında düşündüğüm kadar güçlü olmadığımı burada fark ettim” ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
2024 sonbaharında yapım şirketlerine “kartelleşme” gerekçesiyle operasyon yapılmış, rekabet kurulu 21 şirkete soruşturma açmıştı. İstanbul başsavcılığı da iddialar üzerinden soruşturma başlatmış, 27 ocak’ta Ayşe Barım “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlamasıyla tutuklanmıştı. Savcılık, barım için 30 yıla kadar hapis cezası talep ediyor.