Mesut Barzani’nin Cizre’de silahlı korumalarıyla yaptığı ziyaret, 4 Ocak 2025 sonrası Ankara kulislerinde sert tartışmalara yol açtı. Nefes’ten Nuray Babacan’ın haberine göre AKP içinde bir kesim, görüntüleri “tam bir sahipsizlik örneği” olarak değerlendirerek valilik, İçişleri Bakanlığı ve güvenlik birimlerini sorumlu tuttu. Bazı isimler ise yaşananları “sabotaj” olarak nitelendirdi ve kamuoyunda yaratacağı etkinin hesaplanmadığını savundu.
Başka bir AKP grubunun ise doğrudan Barzani’yi suçlamanın yanlış olduğu görüşünde birleştiği aktarıldı. Bu kesim, mülki idarenin sorumluluğuna dikkat çekerek “Vali derhal görevden alınmalıydı” değerlendirmesi yaptı. Tartışmalarda, Türkiye–Barzani ilişkilerine zarar verildiği ve “terörsüz Türkiye” söylemine gölge düşüren bir atmosfer yaratıldığı iddia edildi.
Kürt siyasetinde Öcalan–Demirtaş–Barzani eksenli yeni tartışma
Babacan’ın aktardığı değerlendirmeler, Barzani’nin ziyaretinin Kürt siyasetinde daha geniş bir tartışmayı tetiklediğini ortaya koyuyor. Kulislerde bazı DEM Parti kaynaklarının, açılım sürecinde görev verilen yeni isimlerin “yıllardır mücadele yürüten aktörlerin yerini dolduramadığını” düşündüğü; bu nedenle Öcalan’ın mesajlarının eksik aktarıldığını savunduğu belirtildi.
Süreçte Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden çıkarılmasının öncelikli başlık yapılmamasından rahatsız olanların bulunduğu; Kürt tabanının yeni dönemde Demirtaş’ı doğal lider olarak gördüğü, Öcalan’a yönelik “zoraki lider” nitelemesinin ise parti içinde fısıltı halinde dolaştığı öne sürüldü. Ancak parti içi dengeler nedeniyle bu görüşlerin açıktan dile getirilmediği ifade edildi.
Açılım sürecindeki “öncelikler” tartışması
Kulislerde, açılım sürecinin Kürt tabanındaki rahatsızlıkları da görünür kıldığı yorumları yapılıyor. Hak ve özgürlükler, demokratikleşme adımları ve Demirtaş’ın cezaevindeki durumu gibi başlıkların sürecin merkezine alınmadığı; tartışmaların daha çok Öcalan ve SDG ekseninde yürütülmesinin bir “kopuş” hissini beslediği anlatılıyor.
Barzani’nin Cizre ziyaretinin ise bu tartışmalarda bir kırılma noktası oluşturduğu, hem Ankara’da hem Kürt siyasetinde yeni bir değerlendirme sürecini tetiklediği belirtiliyor.
“Gulyabaniler araya girebilir”
Babacan’ın aktardığı deneyimli bir siyasetçi, sürecin uzun süre belirsizlik içinde kalmasının risklerine dikkat çekti:
“Açılım süreci daha fazla uzarsa, araya Gulyabaniler girebilir. Buna ilişkin bilgiler geliyor. Daha fazla uzatılmamalı…”
Bazı kaynaklar, tartışmaların derinleşmesinin hem hükümet kanadında hem de DEM Parti’de sürecin yeniden tanımlanmasını zorunlu kılabileceğini belirtiyor.
