Can Holding’e yönelik operasyonun ardından İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne kayyım atanması kampüste büyük bir endişe ve belirsizlik yarattı. Öğrenciler, diplomalarının değer kaybedeceğinden ve özgürlük alanlarının kısıtlanacağından korkarken, akademisyenler ise “Bir kayyım gitti, bir kayyım geldi” yorumunu yaptı. Üniversite yönetimi ve YÖK cephesinden ise detaylı bir açıklama yapılmadı.
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, holding sahipleri Mehmet Şakir Can, Kemal Can ve Kenan Tekdağ’ın da aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında işlem başlatıldı. Ardından, Bilgi Eğitim ve Kültür Vakfı’nı yönetmek üzere YÖK Denetleme Kurulu üyesi Prof. Dr. Ahmet Ulusoy, Levent Çetin ve avukat Mehmet Çiçek kayyım olarak görevlendirildi.
YÖK ve üniversite yönetimi eğitim-öğretimin devam edeceğini açıkladı. Ancak Santralİstanbul Kampüsü’nde atmosfer farklı. Yeni akademik yıl öncesinde öğrenciler, akademisyenler ve taşeron firma çalışanları belirsizlik içinde. Rektör Prof. Dr. Ege Yazgan, 15 Eylül’de akademisyen ve çalışanlarla bir araya gelerek eğitimin aksatılmayacağını söyledi. Fakat öğrenciler, yönetimden sürece dair yeterli bilgilendirme yapılmadığını, yalnızca sosyal medya üzerinden açıklamalarla yetinildiğini ifade etti.
Öğrenciler arasında en büyük kaygı, üniversitenin itibarı ve uluslararası akreditasyonu olan diplomalarının değer kaybetmesi. Soyadını paylaşmak istemeyen Aslı adlı öğrenci, “Kampüste özgürlük alanımız daralacak mı? LGBTİ+ grupları, toplumsal cinsiyet dersleri, protesto hakkımız kayyım sonrası değişecek mi? Diplomamız değer kaybederse en çok bundan korkuyoruz” dedi. Başka bir öğrenci ise “AKP’nin ve iktidar kadrolarının kampüste etkili olmasından tedirginiz” ifadelerini kullandı.
Akademisyenler de sürecin belirsiz olduğunu dile getiriyor. Bir öğretim görevlisi, “Bir kayyım gitti, bir kayyım geldi. Can Holding de Ankara onaylı gelmişti. Çok farklı bir sonuç beklemiyoruz” derken, başka bir akademisyen de üniversitenin itibar kaybettiğini ve geleceğe dair net bir planın açıklanmadığını belirtti.
Kampüste çalışan taşeron işçiler de işlerini kaybetme korkusu yaşıyor. Temizlik personeli, “Kayyım ve yeni yönetimle birlikte firma değişirse biz de işsiz kalırız” dedi.
Rektör Prof. Dr. Yazgan ve YÖK yetkilileri, sürecin nasıl işleyeceğine dair sorulara yanıt vermedi. Kurumsal iletişim sorumluları da yalnızca yapılan kısa açıklamanın geçerli olduğunu söyledi.
Öte yandan, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin faaliyet izninin durdurulması ihtimaline karşı, 2021 yılında belirlenen garantör üniversite Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) devreye girecek. Yasalara göre, faaliyet izni kaldırılırsa öğrenciler eğitimlerine garantör devlet üniversitesinde devam edecek, diplomaları ise devralan kurum tarafından verilecek.