Gazeteci Serdar Korucu, İnsan Hakları Derneği ile birlikte 2015–2016 yıllarındaki sokağa çıkma yasaklarında yaşamını yitiren sivillerin yakınlarıyla yaptığı görüşmeleri kitaplaştırdı.
2015–2016 yıllarında başta Şırnak, Diyarbakır, Hakkâri ve Mardin olmak üzere birçok kentte ilan edilen uzun süreli sokağa çıkma yasaklarında yüz binlerce insan evsiz kaldı, on binlercesi yerinden edildi, çok sayıda sivil yaşamını yitirdi. Aradan geçen yıllara rağmen, ölen sivillerin tam sayısı hâlâ bilinmezken, yakınlarını kaybeden ailelerin adalet arayışı sürüyor.
Gazeteci Serdar Korucu’nun İnsan Hakları Derneği (İHD) ile birlikte yürüttüğü çalışma sonucu ortaya çıkan Bu Yas Bitmez adlı kitap, Kor Kitap etiketiyle yayımlandı. Kitapta, yasak dönemlerinde yakınlarını kaybeden 12 ailenin bire bir tanıklıkları yer alıyor.
Tanıklıklar arasında, Cizre’de 7 gün boyunca sokakta kalan annesi Taybet İnan’ın ölümünü anlatan kızı Halime İnan’dan, Sur’da ekmek almaya giderken vurulan 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’in annesi Nazmiye Şen’e kadar pek çok dramatik hikâye bulunuyor.
“Fail bulunsaydı müebbet alırdı”
Kitabın arka kapağında yer alan alıntılar, dönemin ağırlığını ve halen devam eden yas sürecini yansıtıyor. Helin Hasret Şen’in annesi Nazmiye Şen, kızının ölümünü şöyle anlatıyor:
“Annesiyle ekmek almaya giden 12 yaşındaki bir kız. Benim kızım niye öldürüldü? Tek suçu Sur’da yaşamak mıydı? Benim çocuğum maganda kurşunuyla vurulsaydı, faili bulunduğu gibi müebbet cezası yerdi.”
Cizîr’de (Cizre) 10 yaşındaki Cemile Çağırga’yı kaybeden annesi Emine Çağırga ise kızının cansız bedenini günlerce evde, buzdolabında tutmak zorunda kaldığını söylüyor:
“3 kez ‘Cizîr’, ‘Cizîr’, ‘Cizîr’ diye seslendim, ses etmedi. En son ‘Ay anne’ dedi sadece ve sonra vefat etti. Gözlerini kapattım. Mecbur kalmasak onu buzdolabına mı koyardım? Çare yoktu.”
Yas bitmedi, adalet bekleniyor
Kitap, yalnızca bireysel acıları değil, aynı zamanda toplumsal hafızaya kazınması gereken bir dönemin anlatısını sunuyor. Serdar Korucu’nun sade ve belgesel diliyle hazırlanan Bu Yas Bitmez, hem insan hakları savunucuları hem de yakın tarih üzerine çalışan araştırmacılar için önemli bir kaynak niteliğinde.
Sokağa çıkma yasaklarında hayatını kaybeden sivillerin anılarını yaşatmayı ve adalet talebini görünür kılmayı amaçlayan kitap, raflardaki yerini aldı.