Haber - Abdullah AKYOL
Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Şeyh Said Meydanı, kamu emekçilerinin geçim sıkıntılarına ve toplu sözleşme taleplerine dikkat çektiği bir eyleme sahne oldu. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun çağrısıyla düzenlenen eylemde, "Geçinemiyoruz" ve "Hakkımızı istiyoruz" sloganları atıldı.
Toplu sözleşme görüşmeleri öncesi gerçekleştirilen eyleme konfederasyon genel başkanı Orhan Yıldırım, merkez yönetim kurulu üyeleri, çevre illerden gelen sendika temsilcileri, CHP Diyarbakır İl Örgütü ve çeşitli demokratik kitle örgütleri katıldı.
“Açlık sınırında yaşam dayatılıyor”
Konfederasyon Genel Başkanı Orhan Yıldırım yaptığı konuşmada, kamu çalışanlarının yıllardır enflasyon karşısında eriyen ücretlere mahkûm edildiğini belirtti. "Bir ayakkabı değiştirmek, aileyle dışarıda yemek yemek lüks oldu" diyen Yıldırım, bu durumun kabul edilemez olduğunu söyledi. Açıklamalarında, “Bu vahim tabloyu değiştirmek için buradayız. Oyalanmak istemiyoruz, insanca yaşamak istiyoruz” ifadelerine yer verdi.
Enflasyon verileri tartışıldı
Konuşmalarda TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığı, Haziran verilerine göre açlık sınırının 27 bin TL, yoksulluk sınırının ise 83 bin TL’yi geçtiği belirtildi. Ocak ayında verilen yüzde 6’lık zammın çalışanların ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğu vurgulandı.
Toplu sözleşme talepleri sıralandı
Eylemde, 2026-2027 yıllarını kapsayacak 8. Dönem Toplu Sözleşme öncesinde kamu çalışanlarının dört temel talebi öne çıktı:
Adil ücret: Maaşların yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması, enflasyon farkının aylık ödenmesi,
Vergi adaleti: Gelir vergisi dilimlerinin düşürülmesi ve maaşlardan kesintinin azaltılması,
Mülakatsız atama: Liyakate dayalı, mülakatsız bir atama sistemi,
Grev hakkı: Kamu çalışanlarına grev hakkı tanınması.
“Ya hep beraber ayağa kalkacağız ya hep beraber batacağız”
Konuşmalarda ekonomik krizin yalnızca kamu emekçilerini değil; emeklileri, köylüleri ve asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonları etkilediği vurgulandı. “Bu ülkede insanlar ‘Açız’ diyorsa, bu bir ekonomi politikası değil, krizin kendisidir” denildi.
Demokrasi ve hukuk çağrısı
Eylemde ayrıca, hukuk ve demokrasinin yokluğunun ekonomik güveni sarstığına dikkat çekildi. Seçilmiş siyasetçilerin, gazetecilerin tutuklanmasının toplumda güvensizlik yarattığı belirtilerek, “Adalet olmadan ekonomik istikrar sağlanamaz. Bu düzen değişmeli” çağrısı yapıldı.