Üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’ın akıbeti bir yılı aşkın süredir aydınlatılamadı. Baba Nizamettin Kabaiş, yaklaşık 100 gün boyunca Amed’den (Diyarbakır) Wan’a (Van) gidip gelerek “Rojin’e ne oldu?” sorusunu yineledi ve soruşturmaya konan gizlilik kararının kaldırılmasını istedi. Mezopotamya Ajansı’na konuşan baba, “Acı pır alem nişan; evlat acısı… Geceleri uyanıp ağlıyorum, ‘Rojin’e ne oldu?’ diye soruyorum,” diyerek yaşadıkları süreci anlattı.
Baba ne anlatıyor?
Kabaiş’ın anlatımına göre dosyada:
-
Darp izleri ve bağlama izleri bulunduğu, kıyafetinde kan tespit edildiği,
-
80’den fazla numune alındığı, 200’e yakın DNA karşılaştırması yapıldığı,
-
Üniversite ve çevresinde çok sayıda kamera olmasına rağmen görüntülere erişimde sorunlar yaşandığı,
-
Dosyaya gizlilik getirildiği için avukatların bilgiye erişemediği ifade ediliyor.
Baba, kızının cansız bedeninin üniversiteye 24 km uzaklıkta bulunduğunu belirterek intihar iddiasını kabul etmediğini ve olası delillerin kamuoyuna şeffaf biçimde açıklanması gerektiğini savunuyor. Ayrıca Bardakçı köyü güzergâhı ve beyaz bir araç iddiasına dikkat çekiyor; telefon, kulaklık ve diğer eşyaların nasıl ve kim tarafından bırakıldığının aydınlatılmasını istiyor.
“Gizlilik kalksın, sorumlular ortaya çıksın”
Kabaiş, soruşturmanın kilit başlıklarını şöyle özetliyor:
-
Gizlilik kararı kaldırılsın; avukatlar dosyaya tam erişim sağlayabilsin.
-
Kamera kayıtları eksiksiz incelensin; olası silme/oynama iddiaları aydınlatılsın.
-
DNA eşleşmeleri ve adli bulgular hakkında resmî ve şeffaf bilgilendirme yapılsın.
-
Yurt ve kampüs güvenliği ile ihmal iddiaları soruşturulsun.
-
Güzergâh, beyaz araç iddiası ve telefonun bırakıldığı alan başta olmak üzere zaman-yer analizi netleştirilsin.
“İki kişiye ait DNA var” iddiasını yineleyen baba, “Bunlar bulaş değil; katillere aittir” diyerek sorumluların ortaya çıkarılmasını talep ediyor. Otopsi gecesinde rektör ve bazı görevlilerin hazır bulunduğunu öne sürerek ilk andan itibaren ‘intihar’ yönlendirmesi yapıldığını iddia ediyor. “Gizlilik kalkarsa kim sebep olmuş, kimlerdir, görürüz. Hiç olmazsa biraz nefes alırız,” diyor.
Bir yıldır niye dosya gizli?
Kabaiş, savcılıktan rektörlüğe ve güvenlik birimlerine kadar tüm kurumlara sesleniyor:
“Bir üniversite öğrencisi bugün bir memur demektir. Niye konuşmuyorsunuz? Niye mecliste gündeme getirilmiyor? Bir yıldır niye dosya gizli?” Baba, siyaset ve medyanın sessizliğinden yakınıyor; DEM Parti dışındaki siyasi partilerin konuyu yeterince sahiplenmediğini söylüyor. “Dosyayı kapattırmayacağım” diyerek mücadelesini sürdüreceğini vurguluyor.
Toplumsal ilgi ve şeffaflık talebi
Kabaiş’ın sözleri, kayıp/şüpheli ölüm dosyalarında zamanında ve şeffaf bilgilendirme, delil zincirinin korunması, kamera verilerinin eksiksiz incelenmesi ve ailelerin avukatlarıyla erişim hakkı gibi temel ilkelerin önemine işaret ediyor. Kamuoyunda “Rojin’e ne oldu?” sorusu, hukuki sürecin hızlandırılması ve hesap verilebilirlik talebinin de sembolüne dönüşmüş durumda.
“Bana ambulansta ‘kızın intihar etmiş’ dediler. Deliller ortadayken bunu nasıl söylersiniz? Gerçeği istiyoruz.” — Nizamettin Kabaiş