Diyarbakır’ın yakıcı sıcağında tarlalarda çalışan işçilerin en büyük ihtiyacı serin bir yudum su. Bu ihtiyacı yıllardır karşılayan kişi ise halk arasında “Buzcu Baba” olarak tanınan Ahmet Akdemir.
Akdemir’in buzla olan hikâyesi çocukluğuna dayanıyor. Buzu sadece bir ürün olarak değil, adeta bir sevda gibi görüyor. “Bir buz kırıldığında canım acıyor” diyen Akdemir, bu tutkuyu zamanla mesleğe dönüştürmüş. 2000 yılında kurduğu imalathanede ürettiği buzları önce motosiklet, sonra kamyonetle dağıtmaya başlamış.
Ama işin asıl dikkat çeken yanı, ulaşılamayan yerlere at sırtında gitmesi. Oğlu Muhammet ile birlikte, kimi zaman Dicle Nehri’ni geçerek, kimi zaman dar patikalardan ilerleyerek tarladaki işçilere buz yetiştiriyor. Böylece 45–50 dereceye ulaşan sıcaklıkta çalışan emekçilerin suyu soğuk kalıyor.
Sadece ticaretle sınırlı kalmayan bu işin bir dayanışma boyutu da var. Akdemir, “askıda buz” uygulamasıyla ihtiyaç sahiplerine ücretsiz buz ulaştırıyor. Tarla sahiplerinden Mehmet Şenyiğit, bu çabanın önemini şöyle anlatıyor: “Pamuk tarlasında işçiler sıcaktan çalışamaz hale geliyordu. At sırtında gelen buz sayesinde hem serinliyoruz hem iş sürdürülebilir oluyor.”
Böylece “Buzcu Baba”, Diyarbakır sıcağında yalnızca serinlik değil, aynı zamanda paylaşma ve dayanışma duygusunu da taşıyor.