Letonya Parlamentosu, 30 Ekim 2025’te yaklaşık 13 saat süren tartışmaların ardından İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme yasasını kabul etti. 100 sandalyeli mecliste 90 üyenin katıldığı oylamada yasa 56 “evet”, 32 “hayır” oyuyla geçti; iki milletvekili çekimser kaldı.
Yasada bir engel çıkmaması ve Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla yürürlüğe girmesi halinde Letonya, Türkiye’nin 2021’de ayrıldığı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen ilk Avrupa Birliği (AB) üyesi olacak.
Hükümet içinde bölünme
Başbakan Evika Silina liderliğindeki koalisyonda yer alan Yeni Birlik ve İlericiler partileri Sözleşme’den yana tavır alsa da, bu durum çekilme kararını engelleyemedi. Oylamada belirleyici rolü, koalisyonun bir diğer ortağı olan Yeşiller ve Çiftçiler Birliği (ZZS) milletvekilleri oynadı; çoğu “çekilme” yönünde oy kullandı.
Muhalefet partilerinin desteğiyle alınan karar, AB kurumları, Avrupa Konseyi ve insan hakları örgütlerinin çağrılarına rağmen değişmedi. 29 Ekim’de Riga’da düzenlenen protestolarda binlerce kişi, Sözleşme’den çıkılmaması çağrısı yapmıştı.
“Geleneksel değerlere aykırı” tartışması
Sözleşmeye karşı çıkanlar, belgenin “Letonya’nın geleneksel değerlerine aykırı bir cinsiyet tanımı” içerdiğini ve “yabancı ideolojilerin günlük yaşama müdahalesine kapı araladığını” savunuyor. Bu kesim, mevcut ulusal yasaların kadına yönelik şiddeti ele almakta yeterli olduğunu öne sürüyor.
Avrupa Konseyi ise bu iddiaları reddederek, İstanbul Sözleşmesi’nin cinsel kimlik veya yönelimle ilgili yeni bir norm getirmediğini, amacının yalnızca kadınlara yönelik şiddeti önlemek ve cezalandırmak olduğunu vurguluyor.
Arka plan
Resmî adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi Sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi, 2011’de imzaya açılmıştı. Avrupa’da kadın hakları açısından “uluslararası altın standart” olarak tanımlanan belge, Türkiye’nin 2021’deki çekilme kararının ardından Letonya’da da yoğun siyasal ve toplumsal tartışmalara yol açmıştı.