İran ve İsrail arasındaki ilişkiler son yıllarda giderek daha da sertleşen bir düşmanlık içinde ilerliyor. Ancak bu gerilim yeni değil; iki ülkenin çatışmaları yaklaşık 75 yıl öncesine uzanan köklü bir geçmişe sahip. İşte İran-İsrail çatışmalarının tarihsel süreci sizlerle!
İSRAİL’İN KURULUŞU VE İLK YILLAR (1948-1979)
İsrail’in 1948 yılında kurulmasının ardından İran, İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülkelerden biri oldu. İran Şahı döneminde iki ülke arasında diplomatik ilişkiler, ticaret ve istihbarat iş birlikleri mevcuttu. Mossad ve Savak (İran’ın istihbarat teşkilatı) arasındaki yakın temaslar, bu dönemin belirgin unsurları arasındaydı.
İSLAM DEVRİMİ VE DÖNÜM NOKTASI (1979)
1979 yılında İran’da gerçekleşen İslam Devrimi, İran-İsrail ilişkilerinde bir kırılma noktası oldu. Humeyni liderliğinde kurulan yeni rejim, İsrail’i “şeytan” olarak nitelendirdi ve Filistin davasına açık destek vermeye başladı. Bu tarihten itibaren İran’ın İsrail’e karşı tutumu tamamen düşmanca bir yöne evrildi.
HİZBULLAH İLE ORTAKLIK VE DOLAYLI ÇATIŞMALAR (1980-2000)
İran, 1982 yılında Lübnan’daki Hizbullah örgütünün kurulmasına destek verdi. Bu dönemde doğrudan çatışmalar yaşanmasa da İran, Hizbullah üzerinden İsrail’e karşı dolaylı savaş yürütmeye başladı. İsrail’in Lübnan’daki askeri varlığı bu sürecin önemli parçasıydı.
NUKLEER PROGRAM VE ULUSLARARASI GERİLİM (2000-2010)
2000’li yıllarda İran’ın nükleer programı uluslararası kamuoyunda ciddi bir tartışma konusu oldu. İsrail, İran’ın nükleer silah geliştirdiğini öne sürerek bu programı büyük bir tehdit olarak değerlendirdi. İsrail’in bu süreçte İran’daki nükleer bilim insanlarına yönelik suikastlar düzenlediği iddia edildi.
SURİYE İÇ SAVAŞI VE AÇIK ÇATIŞMALAR (2011-GÜNÜMÜZ)
2011’de başlayan Suriye İç Savaşı, İran ve İsrail’in doğrudan çatıştığı yeni bir cepheye dönüştü. İran, Esad rejimini desteklerken; İsrail, Suriye’deki İran üslerine ve Hizbullah konvoylarına sık sık hava saldırıları düzenledi. Bu çatışmalar, iki ülke arasındaki gerginliği sıcak çatışmaya dönüştüren en kritik evrelerden biri old
İSRAİL-İRAN SİBER SAVAŞI VE SUİKASTLAR
2010’lardan itibaren siber saldırılar, iki ülke arasındaki savaşın yeni cephesi haline geldi. İran’ın Natanz nükleer tesisine yapılan Stuxnet virüsü saldırısı, İsrail ve ABD ortaklığına bağlandı. Öte yandan İran’daki nükleer bilim insanları da suikastlarla hedef alındı.
2020 SONRASI GERİLİMİN TIRMANMASI
2020 sonrası dönemde, İsrail ile bazı Arap ülkelerinin normalleşme adımları (İbrahim Anlaşmaları) İran tarafından sert şekilde eleştirildi. İran, İsrail’in bölgedeki varlığını doğrudan tehdit olarak algıladığını her fırsatta dile getirdi. 2024’ten itibaren artan gerilim, 2025’teki son hava saldırısıyla doruk noktasına ulaştı.
2025 YILINDA SALDIRILAR YENİDEN ALEVLENDİ
İsrail, İran’ın başkenti Tahran’a yönelik geniş çaplı bir hava operasyonu gerçekleştirdi. İsrail ordusu saldırının, İran’ın nükleer programını hedef aldığı ve İran’ın İsrail’e karşı yürüttüğü saldırgan tutuma yanıt olarak düzenlendiğini açıkladı.
Saldırılar sırasında Tahran’ın sivil yerleşim alanları da ciddi şekilde etkilendi. Mahallati ve Kamraniye gibi semtlerde çok katlı binalar ağır hasar alırken, can kayıplarının sayısı da gün geçtikçe artıyor. Bu olay, iki ülke arasındaki tarihsel çatışmanın en kritik ve yıkıcı aşamalarından biri olarak değerlendiriliyor. ABD’nin de desteğini açıklaması, bölgede daha büyük bir savaş ihtimalini gündeme taşıyor.