İsrail, Gazze’nin kuzeyinde yer alan Kutsal Aile Kilisesi’ne yönelik saldırının "yanlışlıkla" gerçekleştiğini savundu. Saldırıda üç kişi hayatını kaybederken, biri ağır olmak üzere dokuz kişi yaralandı.
Saldırı: 400 Sivilin Barındığı Kilise Hedef Alındı
Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın geçtiği bilgiye göre, İsrail ordusunun (IDF) düzenlediği saldırıda, Gazze kentinin kuzeyindeki Hristiyanlara ait Kutsal Aile Kilisesi doğrudan isabet aldı.
Kudüs merkezli Latin Patrikhanesi, saldırı sonucu üç kişinin yaşamını yitirdiğini, dokuz kişinin de yaralandığını açıkladı. Yaralılardan birinin durumunun kritik olduğu belirtildi.
Gazze’deki Sivil Savunma Sözcüsü Mahmud Basal, kilisede saldırı sırasında yaklaşık 400 yerinden edilmiş Hristiyan sivilin barındığını bildirdi.
Olay sonrası İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan açıklamada, kiliseye isabet eden mühimmat nedeniyle “derin üzüntü duyulduğu” belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:
“İsrail, Gazze’deki Kutsal Aile Kilisesi’ne isabet eden bir mühimmat nedeniyle derin üzüntü duymaktadır. Her masum can kaybı bir trajedidir. Ailelerin ve inananların acısını paylaşıyoruz.”
İsrail Ordusu: “Mühimmat parçaları yanlışlıkla isabet etti”
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise yaptığı ayrı açıklamada, kiliseye doğrudan saldırı niyetinin bulunmadığını savundu. Açıklamada, askeri operasyon sırasında fırlatılan bir mühimmatın parçalarının kazara kiliseye isabet ettiği ifade edildi:
“İlk incelemelere göre, bölgede yürütülen operasyon sırasında atılan bir mühimmatın parçaları yanlışlıkla kiliseye isabet etti. Olayın nedeni halen araştırılmaktadır. IDF, saldırılarını yalnızca askeri hedeflere yönlendirmekte, sivillerin ve dini yapıların zarar görmemesi için azami çaba göstermektedir.”
Tepkiler gelişiyor
Saldırı, başta Hristiyan toplulukları olmak üzere uluslararası kamuoyunda endişe ve tepkiyle karşılandı. Latin Patrikhanesi’nin verdiği bilgiye göre, saldırının gerçekleştiği sırada kilisede sığınan siviller, bölgedeki çatışmalardan kaçarak kiliseyi güvenli bir alan olarak görüyordu.
İnsan hakları örgütleri ve dini temsilciler, sivillerin ve kutsal yapıların korunmasına yönelik yükümlülüklerin uluslararası insancıl hukuk gereği ihlal edilemez olduğunu hatırlatıyor.