Kürt kadın hareketinin 1990’ların sert siyasal ikliminde ürettiği en özgün yayınlardan biri olan Jujin, 2 Aralık 1996’da çıktı. Dönemin politik arka planı ağırdı: faili meçhul cinayetler, sistematik şiddet, şehirlerde yoğun güvenlik baskısı ve savaş koşullarına eşlik eden bir toplumsal kırılma. Kamusal alanda görünürlüğü sınırlı olan kadınlar, hem etnik kimlikleri hem cinsiyetleri nedeniyle çifte ayrımcılığa maruz kalıyor; kadın sorunları çoğunlukla ya görünmez kılınıyor ya da politik gündemin gölgesinde kalıyordu. Jujin’in ortaya çıkışını mümkün kılan şey tam olarak bu atmosferdi: “erkekler ne der” kaygısından sıyrılmak, kendi sözünü kurmak ve bunu kamusal alana taşıyabilecek cesareti kolektif bir üretim süreciyle çoğaltmak.
Jujin adı, kadınların bilinçli bir tercihinin ifadesiydi. Kürtçede juji kirpi, jin kadın demek. Kelime oyunu, sadece sevimli bir sembol arayışından ibaret değildi; kirpinin dışarıya dönük dikenleri, kadınların kendilerine yönelen şiddet, sömürü, baskı ve küçümsemenin karşısına koydukları savunma gücünü temsil ediyordu. Kadınlar, bu sembolü “artık dikenlerimiz olsun” diyerek seçti. Diken sadece savunma değil, erkek egemenliğine karşı bir karşı duruşun, yani düşünsel bir saldırı aracı olarak da kodlandı. Bu yönüyle Jujin bir dergiden çok, kadınların farklı alanlarda biriktirdiği öfke, deneyim, dayanışma ve politik duygunun birleştiği bir platform oldu.
1990’ların politik atmosferinde kadınca bir müdahale
Jujin’in çıkışı tesadüfi değildi; 1990’ların ortasında kadın yayıncılığı Kürt hareketi içinde kendine özgü kanallar oluşturmaya başlamıştı. Jujin, kadınlar tarafından çıkarılan Roza dergisinin devam niteliğindeydi; Roza’yı fiilen yürüten kadınların önemli bir kısmı Jujin’de yollarına devam etti. Bu süreklilik, hem deneyim aktarımını sağladı hem de kadınların yazın alanında görünür olma isteğini güçlendirdi. O yıllarda Kürt kadınlarının çoğu takma adla yazıyor, gerçek kimliğiyle görünmenin risklerini açıkça hissediyordu. Yine de, tüm bu baskılara rağmen, dergiye Diyarbakır başta olmak üzere farklı şehirlerden kadınlar yazı gönderdi. Yazılar çoğu zaman gizli imzalarla yayımlanıyor, her yeni sayının çıkışında kadınlar arasında güçlü bir duygusal bağ kuruluyordu.
Jujin’in çizgisi “bagimsiz ve kadinca” olarak tanımlandı. Ne erkek merkezli siyasal yapılara eklemlenmek ne de etnik kimliği görmezden gelen feminizmi sahiplenmek istiyorlardı. Kadınların hem Kürt olmaktan hem kadın olmaktan kaynaklanan sorunlarını birlikte ele almak, ırkçılık karşıtı feminist bir hattın gelişmesine zemin hazırladı. Bu yaklaşım, dönemin Kürt kadın yayıncılığı içinde özgün bir yer kazandı. Kadın örgütleri, ilk kez bir dergi üzerinden ortak bir mecrada bir araya geldi; deneyimlerini, örgütlenme pratiklerini ve gündelik direniş hallerini görünür kıldı. Kadınlar, bu yayın sayesinde kendi korkularını yendiklerini söylüyor; yazmanın hem bir ifade özgürlüğü hem de bir güçlenme pratiği olduğunu vurguluyordu.
Düşünsel direniş, görünürlük ve kadın hafızası
Jujin sadece kadınların hikayelerini yayımlayan bir dergi değildi; düşünsel bir direnişi temsil ediyordu. Kadın düşüncesinin erkek merkezli siyasal yapılardan bağımsız biçimde üretilebildiği nadir alanlardan biri oldu. 2000 yılına kadar süren yayın hayatı boyunca Kurmanci lehçesiyle yazılmış çok sayıda metin yayımlandı; dilin kamusal alanda kullanımına dair önemli bir katkı sunuldu. “Kürt kadınlarının duygusal bağı” vurgusu, o dönem için politik bir iddiaydı; hem çeşitliliği kabul eden hem de farklı konumlardaki kadınlar arasında ortak bir deneyim alanı kurulabileceğini söyleyen bir yaklaşım.
Bu çizgi, dönemin diğer kadın yayıncıllğıyla birlikte daha geniş bir tartışmanın da parçasıydı. Aynı dönemde yayımlanan Roza, Jinû Jiyan ve Yaşamda Özgür Kadın gibi dergiler farklı politik çerçeveleri benimsediler; ancak hepsi kadınların görünürlüğünü artırdı. Jujin’in özgünlüğü ise kadınların erkek egemenliğinden bağımsız bir söz alanı oluşturma ısrarında yatıyordu. Kadınların kamusal görünürlüğünü güçlendirmesi kadar, kadın kimliğinin siyasal tartışmalar içindeki rolünü dönüştürdü. Jujin, hem kadınların tarihsel deneyimlerini kayıt altına aldı hem de yeni bir feminist tartışmayı mümkün kıldı. Kadınca bir direnisin, kolektif üretimin ve kelimelerle kurulan bir dayanışma hattının izini bıraktı.
Kaynaklar
Jinnews. (2018). 2 Aralık 1996: Kürt kadın dergisi Jujîn çıktı. https://jinnews.net/components/1100303502/content/view/268254
Çatlak Zemin. (2020). 2 Aralık 1996. https://catlakzemin.com/2-aralik-1996/