Van’da kaybolduktan 18 gün sonra Van Gölü kıyısında ölü bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’e ilişkin Adli Tıp Kurumu raporundaki yeni bilgiler, soruşturma sürecinde tartışma yarattı.

10 Ekim 2025 tarihli Biyolojik İhtisas Dairesi raporunda Kabaiş’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA bulunduğu belirtilmişti.

Ardından Adli Tıp Kurumu yaptığı açıklamada, bu DNA’ların “bulaş olasılığının bertaraf edilemediğini” ifade etmiş, bulaşmanın ölüm anında, olay yeri incelemesi sırasında veya taşınma sürecinde gerçekleşmiş olabileceğini belirtmişti.

“İlk raporla ikinci rapor arasında fark var”

Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Nahit Eren, sosyal medya paylaşımında Adli Tıp raporundaki zamanlama ve içerik farklarına dikkat çekti.

Eren, 6 Kasım 2024 tarihli Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu raporuna atıfla şu soruyu yöneltti:

İlk raporda neden farklı bir DNA profili elde edilmediği açıklanmışken, ikinci raporda ‘cesedin su içinde sürüklenmesi’ olasılığı neden şimdi ifade edildi?

DEM Parti’den Bahçeli’ye yanıt: Hangisi abartılı?
DEM Parti’den Bahçeli’ye yanıt: Hangisi abartılı?
İçeriği Görüntüle

Eren, aynı raporda Adli Tıp Kurumu’nun, kurum çalışanları açısından bulaş riskini bertaraf ettiğini, ancak otopsi öncesi nakil sürecindeki olasılığa işaret ettiğini hatırlattı:

Van Cumhuriyet Başsavcılığı ve ilgili görevliler açısından bulaş ihtimali ortadan kaldırılmışken, yeni raporda bu olasılığın yeniden gündeme getirilmesi çelişkilidir.

“Yeni ve sağlıklı bir rapor alınmalı”

Eren, mevcut raporun eksik ve çelişkili olduğunu savunarak, soruşturmanın güvenilirliği açısından yeni bir incelemenin zorunlu hale geldiğini söyledi. Eren, “Adli Tıp raporunun içeriği itibarıyla eksiklikler barındırdığı açıktır. Dosyanın yeniden ve bağımsız biçimde değerlendirilmesi gerekir,” ifadelerini kullandı.

Rojin Kabaiş’in ölümüyle ilgili soruşturma Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürdürülüyor.

Kaynak: Haber Merkezi