Özel, Erdoğan’ın “Biz, AK Parti, MHP ve DEM Parti olarak bu yolu beraber yürümeye karar verdik” sözlerine ilişkin, “Kendi kitlesine kalabalık görünme çabası içinde” dedi.
Habertürk’te katıldığı canlı yayında gündeme dair açıklamalarda bulunan CHP lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son günlerde DEM Parti ile yakınlaştığı yönündeki beyanlarına sert tepki gösterdi. Erdoğan’ın 13 Temmuz Cumartesi günü “AK Parti, MHP ve DEM Parti olarak bu yolu beraber yürümeye karar verdik” açıklamasına dikkat çeken Özel, bu çıkışın altında yatan psikolojik duruma işaret etti.
“Kendisini zayıf ve yalnız hissediyor”
Erdoğan’ın oy oranlarının düşmesine işaret eden Özel, Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerle kendi tabanına moral vermeye çalıştığını öne sürdü:
“Erdoğan’ın oyu düşmüş 29’a. Zayıflama, yalnızlaşma ve terk edilme psikolojisinde. İstanbul’da 100 bin kişi CHP mitinginde ayakta. Bayburt’ta 25 bin kişi dinliyor. Konya’da CHP meydanı doldurmuş. Dönüyor, diyor ki: ‘Yeni bir oyun kurdum. Ben MHP ve DEM ile beraberim. Biz kalabalığız, korkmayın, kaçmayın, dağılmayın.’”
Demirtaş vurgusu: “İnsan utanır”
Özgür Özel, Erdoğan’ın DEM Parti ile kurduğu ilişkinin samimiyetsiz olduğunu savunarak, cezaevinde tutulan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı hatırlattı:
“Eş genel başkanlarını dokuz yıldır hapiste tuttuğu kişilere, DEM’den sandık sorumlusu olduğu için terör örgütüne iltisaklı deyip hapse attığı insanlara rağmen ‘Biz MHP ve DEM birlikte yürüyoruz’ diyor. İnsan utanır.”
"Kent uzlaşısı içeride, yurt uzlaşısı serbest"
CHP Genel Başkanı, partisine yönelik açılan davalara ve tutuklamalara da değinerek çifte standart vurgusu yaptı:
“Bizim 12 arkadaşımız kent uzlaşısı gerekçesiyle içeride. Oysa kendileri geçmişte Abdullah Öcalan ile ‘yurt uzlaşısı’ yaptılar. Şimdi seçim kazanmak için DEM ile ittifak oldular. Bizimkiler hapiste durmaya devam edecek, o ise kendi seçmenine güven vermek için bu siyasi oyunu sürdürecek.”
Özel, DEM Parti ile yakınlaşmanın samimi bir demokratik dönüşümden değil, taktiksel bir ittifaktan ibaret olduğunu savunarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Sen önce, sırf Kürt olduğu için içeride tuttuğun kişileri serbest bırakacaksın. Kayyum atadığın Şişli ve Esenyurt belediyelerini, DEM’li yerel yönetimleri iade edeceksin. Ondan sonra bu sözlerin samimiyetine inanılır.”