Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seçil Deren Van Het Hof, sosyal medyanın yalnızca bir paylaşım mecrası değil, giderek çatışmaları körükleyen bir platforma dönüştüğünü söyledi. Van Het Hof’a göre, dijital şiddetin en yaygın biçimi ise beden üzerinden aşağılama.

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi’nde yayımlanan “Nesneleştirme Kuramı Açısından Siber Şiddet Arenasında Beden Aşağılama” başlıklı araştırma, sosyal medyanın fiziksel görünüm üzerinden aşağılayıcı davranışlara zemin hazırladığını ortaya koydu.

“Beden üzerinden küçümseme yaygınlaşıyor”

Prof. Dr. Van Het Hof, sosyal medya kullanıcılarının birbirlerini görmeden etkileşime geçmelerinin, eleştiriyi kolaylaştırdığını ve bu durumun ölçüsüz, saldırgan yorumları beraberinde getirdiğini vurguladı. “Sosyal medya büyük ölçüde görsel içeriklerle şekilleniyor. Bu mecralarda sadece manzara fotoğrafı paylaşan bir hesapta bile, kişi kendi fotoğrafını paylaştığında etkileşim artıyor. İnsanlar birbirini gözetliyor,” dedi.

Van Het Hof’a göre sosyal medya; anonimlik, görünürlük ve “imaj yönetimi” baskısıyla hakaret, aşağılama ve linç kültürünü besliyor.

“Fiziksel standartlar zihinsel sağlığı zedeliyor”

Araştırma, beden üzerinden yapılan yorumların bireysel özgüvenin yanı sıra yeme bozuklukları, depresyon ve cinsel işlev bozuklukları gibi sağlık sorunlarına yol açtığını da gösteriyor.

Van Het Hof, “Bize dayatılan bir ‘normal’ var. Bu normlara uymayan bireyler doğrudan hedef haline gelebiliyor. ‘Yakışmamış’ gibi bir yorum bile, kişinin ‘Ben güzel değilim’ algısını pekiştiriyor,” ifadelerini kullandı.

İstanbulkart’ta 30 yaş sınırı yargıdan döndü: Öğrenci indirimi eski haliyle devam edecek
İstanbulkart’ta 30 yaş sınırı yargıdan döndü: Öğrenci indirimi eski haliyle devam edecek
İçeriği Görüntüle

“Yaşlanmak bile kötü bir şeymiş gibi sunuluyor”

Medyanın güzellik ve gençlik takıntısına da dikkat çeken Prof. Dr. Van Het Hof, moda ve sağlık söylemlerinin bireyler üzerinde ciddi baskı oluşturduğunu belirtti:

“Yaş almak doğaldır. Ama biz sürekli genç görünmek için ne yememiz, nasıl uyumamız, ne yapmamız gerektiği konusunda baskı altındayız. Bu sadece medyanın değil, sağlık sisteminin de parçası olduğu bir kültürel zorlama.”

Estetik müdahaleler: Beden değil, statü yarışı

Sosyal medyada estetik işlemlerin normalleşmesinin sınıfsal ayrışmayı da beraberinde getirdiğini belirten Van Het Hof, şunları söyledi:

“Estetik müdahaleler, bir statü göstergesine dönüşüyor. Genç kalmak maddi gücü olanlar için mümkünken, diğerleri yaşlanmayı görünür yaşamak zorunda kalıyor. Böylece bedensel farklılıklar yalnızca fiziki değil, sosyoekonomik uçurumları da görünür kılıyor.”

Siber şiddete karşı yeni politikalar gerekli

Prof. Dr. Van Het Hof, sosyal medya platformlarının yalnızca bireyler arası iletişimi değil, toplumsal ilişkileri de dönüştürdüğünü ve bu mecralarda yayılan dijital şiddete karşı daha güçlü toplumsal ve hukuki önlemler alınması gerektiğini belirtti.

“Sosyal medya, giderek daha fazla kutuplaştıran, dışlayan ve ayrıştıran bir zemine dönüşüyor. Bu dönüşüm, yalnızca bireylerin değil, toplumun psikososyal sağlığı açısından da ciddi bir tehdit.”

Kaynak: DHA