Kürtler II. Dünya Savasinda Nazilerle savasti mi? Bu soru, siyasal hafizanin bosluklarindan sikan ve bugüne kadar az konusulan bir tarihi isaret eder. Cevap, Sovyet ordusunun Kürt yarbayi Samand Siyabendovun yasaminda saklidir. Sovyetler Birligi Kahramani unvaniyla onurlandirilan bu subay, hem savasin seyri hem de Kürt diasporasi icinde farkli siyasal etkilesimlerin ortaya ciktigi bir dönemin sahididir. Hikayesi, ne hamasete ne propagandaya yaslanir. Tam tersine, Cumhuriyetin erken yillari, Levant siyaseti ve Sovyet azinlik politikalarinin kesisimlerinde bicimlenir.

Cephede bir Kürt subay: Samand Siyabendov
1909da Kars Oblastinda Yezidi bir ailenin cocugu olarak dogan Samand Aliyivic Siyabendov, Leningrad Universitesi Dogu Bilimleri Enstitüsünde egitim aldi. 1931de Sovyet Komünist Partisine uye oldu. 1941de Alman ordusunun isgali basladiginda Kizil Orduda yarbay ve alay komutan yardimcisiydi. Bryansk, Tula, Kaluga, Polonya ve Dogu Prusya dahil olmak üzere Dogu Cephesi boyunca sayisiz catismada bulundu. Iki kez yaralandi.

1945te, Tula ve çevresinde Nazilerin geri cekilmesini saglayan birliklerden biri onun komutasindaydi. Göstermis oldugu performans nedeniyle, 24 Mart 1945te Sovyetler Birligi Kahramani unvani, Lenin NisanI ve Altin Yildiz madalyalari ile odullendirildi. Bu unvanlar Sovyet devletinin verdigi en yüksek onurlardir. Adi, bugün Moskova Ikinci Dünya Savasi müzesinde altin harflerle yazili olan az sayidaki askerin arasindadir.

Bu veriler, Kürtlerin II. Dünya Savasinda rolüne iliskin tartismanin merkezine somut bir örnek koyar. Siyabendovun hikayesi, savasin sadece devletler arasinda degil, imparatorluk bakiyesinin icinde dagilmis halklar arasinda da nasil yasandigini göstermesi bakimindan önemlidir.
Levantta Sovyet etkisi ve Kürt basininda görülen yeni figür
Siyabendovun ismi, sadece Sovyet arsivlerinde degil, 1940larin ortalarinda Suriye ve Lübnanda yayimlanan Kürt basininda da belirgin biçimde yer aldi. Eylul 1945te Beyrutta yayinlanan Roja Nu gazetesi, onu “Kizil Ordu icin savasan Kürt kahramani” olarak tanitti. Bu vurgu, tek basina bir propaganda hamlesi degildi. Aksine, Levant bölgesindeki Kürt aydinlarinin siyasal yönelimlerinin degistigi, Sovyetler Birliginin azinliklar icin yeni bir umut noktasi olarak görüldügü bir dönemin yansimasiydi.

Roja Nu’nun sahibi Kamuran Bedirxan bir komünist degildi fakat Fransa ve Ingiltere ile baglari olan milliyetci bir entelektüeldi. Buna ragmen gazete, Sovyetlerin Ermenistan içinde Kürt okullarini acmasi ve Rêya Teze gibi Kürtce yayinlari desteklemesi nedeniyle Sovyet modelini pozitif bir örnek olarak isliyordu. Bu bakis acisi, Yeni Osmanli sonrasi kusak Kürt entelektüellerinin Sovyet düsüncesine acik oldugunu gösterir.

Bu noktada Siyabendovun varligi, sadece bir askeri figür olmaktan cikip Sovyetlerle Kürtler arasindaki karsilikli iliski tasavvurunun sembollerinden biri haline geldi. Kürt diasporasi, özellikle de Suriye ve Lübnan’daki yeni kusak, onun hikayesini Sovyet azinlik politikasinin bir göstergesi olarak yorumladi.
Siyabendov’un adı savaş sonrası basında da yer buldu. Moskova’da İngilizce basılan Moscow News, 26 Ocak 1946 tarihli sayısında geniş bir haberle onu tanıttı ve başlığı şöyle attı: “Ermenistan’dan Samand Siabandov — Sovyetler Birliği’nin Kürt Kahramanı.”

Xoybun dönemi, Alman temaslari ve Sovyet stratejisi
1927de kurulan Xoybun örgütü, Ermeni Taşnaksutyun ile ittifak kurarak Kürt milliyetçi hareketini uluslararası bir hatta tasimisti. 1930lar boyunca Kürtler; Ingiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve SSCBnin ajanlariyla temas kurdu. Almanlar, 1939dan itibaren Kürtlere su vaatte bulundu: Nazi zaferi halinde bagimsiz Kürdistan ve Ermenistan desteklenecekti. Bunun karsiligi, Türkiye içinde istikrarsizlik yaratacak eylemlerdi.

Bu planlarin hicbiri tam anlamiyla hayata gecmedi. Fakat II. Dünya Savasi ilerledikce, Sovyetler özellikle 1941 sonrasinda bölgedeki Kürtler uzerinde daha aktif bir propaganda hattina girdi. 1944te Suriye’de Sovyet elciligine bagli bir azinlik birimi kuruldu. Bu birimin amaci, Sovyet Ermenistanindaki Kürt yasamini olumlu bir örnek olarak sunmak ve Kürt milliyetci aydinlarini Sovyetlerle sicak bir iliski icine cekmekti.
Bu atmosfer, Samand Siyabendov gibi Sovyet ordusundaki Kürt subaylara duyulan ilgiyi daha da artırdi. Çünkü Sovyetler icin o, hem askeri basari hem de azinlik politikasinin temsiliydi. Kürt basininda yer alisi, bu siyasal arka planin dogrudan bir sonucuydu.
Samand Siyabendov, 14 Kasım 1989’da hayatını kaybetti.
Bugün, ölümünün 36. yıldönümü.




