OECD’nin 2024 istihdam verileri, Türkiye’de yükseköğretim sistemine yönelik tartışmaları yeniden canlandırdı. Karşılaştırmalı grafiğe göre Türkiye, üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranının genel işsizlik oranını geçtiği tek OECD ülkesi olarak öne çıktı. Almanya, İtalya, Polonya, Fransa ve İspanya gibi ülkelerde yükseköğretim diploması iş bulma olasılığını artırırken Türkiye’de eğilim tersine döndü.

“Talebin üzerinde mezun veriyoruz”

Gazeteci Ussal Şahbaz, grafiğin üniversite mezunu arzının ekonomi tarafından karşılanamadığını gösterdiğini savundu. Şahbaz’a göre son on beş yılda üniversite mezunu sayısının iki katına çıkması, araştırma altyapısı zayıf yeni üniversiteler ve kalabalıklaşan sistem, mezunların işgücü piyasasında karşılık bulmasını zorlaştırıyor.

MESEM'lerdeki çocuk ölümlerini protesto eden öğrenciler tutuklandı
MESEM'lerdeki çocuk ölümlerini protesto eden öğrenciler tutuklandı
İçeriği Görüntüle

“Sorun sayı değil, oran”

Akademisyen Vasıf İnanç Duygulu ise sorunun üniversite ya da akademisyen sayısının yüksekliğinden değil, öğrenci sayısındaki orantısız büyümeden kaynaklandığını belirtti. Duygulu’nun verilerine göre Türkiye’de her yirmi bir öğrenciye bir akademisyen düşerken bu oran Almanya’da on dört, Polonya’da on üç, İtalya’da on altı ve İspanya’da on virgül yedi. Bu tablo, Türkiye’nin OECD içinde öğrenci başına akademisyen sayısında en zayıf performansı gösterdiğine işaret ediyor.

Planlama ve açık öğretim eleştirisi

Duygulu, fakülte ve meslek yüksekokulu bazında hatalı planlamalara, açık öğretim ve düşük başarı sıralarıyla öğrenci kabul eden programlara aşırı yönlendirmeye dikkat çekti. Bu bölümlerin mezunlarının işgücü piyasasında yeterince karşılık bulamamasının, tüm üniversite sistemine yönelik olumsuz algıyı beslediğini söyledi. Akademik maaşların tartışmaya konu edilmesini ise “yanlış bir çıkarım” olarak değerlendirdi.

Kaynak: Haber Merkezi