Rusya–Ukrayna Savaşı nedeniyle Antalya’da bir otele yerleştirilen 510 yetim Ukraynalı çocuk arasından iki kız çocuğunun istismar edilerek hamile bırakıldığı skandalı, yeni bilgilerle genişledi. Agos’tan Burcu Karakaş ile Ukraynalı gazeteciler Anna Babinets ve Yanina Kornienko’nun Slidstvo.Info ekibiyle yürüttüğü araştırma, savcılığın kamuoyuna yaptığı açıklamanın farklı bir dosyaya ait olduğunu ortaya koydu.

17 Ağustos depreminde hapse giren tek kişiydi: Yaşamını yitirdi
17 Ağustos depreminde hapse giren tek kişiydi: Yaşamını yitirdi
İçeriği Görüntüle

Savcılık, “dosya kapatıldı” haberlerini yalanlamış; on yedi yaşındaki bir kız çocuğunun iki “suça sürüklenen çocuk” tarafından istismar edildiğini ve yargılamanın sürdüğünü belirtmişti. Ancak araştırmaya göre bu dava, hamile kalan iki kız çocuğu ile ilgili değil. Böylece otelde birden fazla istismar vakasının bulunduğu ve resmi açıklamanın skandalın merkezindeki olayları kapsamadığı iddiası güçlendi.

Soruşturmanın niteliğine dair tartışmalar

İstismar iddiaları ilk ortaya çıktığında, soruşturmanın “çocuğun cinsel istismarı” yerine kız çocuklarının on beş yaşını doldurmuş olmaları gerekçesiyle “reşit olmayanla cinsel ilişki” suçundan yürütüldüğü ileri sürülmüştü. Bu yaklaşımın, vakaları “rızaya dayalı” gibi değerlendirdiği iddiası büyük tepki çekmişti.

Aynı dönemde, Ukraynalı eğitmenlerin mağdurlara, “yatılı okul personeli hakkında kötü bir şey söylememeleri” ve Türk erkeklerle ilişkilerinin “rızaya dayalı olduğunu” belirten belgeleri imzalatmaya çalıştığı iddiası da gündeme geldi. Bu iddia, soruşturmanın sağlıklı yürütülmediği yönündeki kaygıları artırdı.

Mağdurların gönderilmesi ve ağır sonuçlar

Araştırma ekibinin ulaştığı bilgilere göre, iki hamile kız çocuğu olayın üzeri örtülmek istenircesine Ukrayna’ya gönderildi. Mağdurlardan birinin ise doğumdan üç ay sonra intihara teşebbüs ettiği ileri sürüldü. Bu bilgi, istismarın yarattığı travmanın boyutuna işaret eden en çarpıcı detaylardan biri oldu.

Arka plan

Savaş koşullarında Türkiye’ye getirilen çocukların korunmasına ilişkin bu iddialar, hem Türkiye’de hem Ukrayna kamuoyunda tepkilere yol açtı. Savcılığın açıklaması ile araştırmacı gazetecilerin bulguları arasındaki çelişki, soruşturmanın kapsamı ve şeffaflığına dair soruları büyütmüş durumda. Soruşturmanın seyrine ilişkin yeni bir resmi açıklama henüz yapılmadı.

Kaynak: Gazete Pencere