Yönetmen Vuslat Saraçoğlu’nun yeni filmi “Bildiğin Gibi Değil”, 10 Ekim 2025’te vizyona girdi. Film, babalarının ölümüyle bir araya gelen iki kardeşin geçmişle ve birbirleriyle hesaplaşmasını anlatıyor. Küçük bir Anadolu şehrinde geçen hikâye, aile bağları üzerinden toplumsal kutuplaşma ve insan doğasının gri alanlarını irdeliyor.
Evrensel'den Merve Tur ve Volkan Pekal'a konuşan Saraçoğlu, filmin yaratım sürecine dair “Çekimleri 2022 Temmuz’unda tamamladık, ancak festival iptalleri ve toplumsal olaylar nedeniyle vizyon defalarca ertelendi” dedi. Film ilk olarak 2024’te İstanbul Film Festivali’nde, ardından Adana ve Antalya’da gösterildi.
“Toplumsal meseleleri gündelik hayattan anlatıyorum”
Sosyoloji mezunu olan Saraçoğlu, filmlerinde doğrudan politik anlatı yerine sıradan insanların iç dünyasından yola çıkmayı tercih ettiğini belirtiyor:
“Şiddeti açıkça gösterdiğinizde seyirci uzaklaşıyor. Oysa sıradan ‘iyi’ insanların içindeki çatlakları kazıdığınızda asıl meseleye ulaşıyorsunuz.”
“Bildiğin Gibi Değil”de Yasin ve Tahsin adlı kardeşler, farklı ideolojik uçlarda olsalar da benzer reflekslerde buluşuyor. Yönetmen, bu karşıtlığın Türkiye’nin toplumsal yapısını yansıttığını vurguluyor.
Tokat, bir karakter gibi
Film, Saraçoğlu’nun çocukluğunun geçtiği Tokat’ta çekildi. Yönetmen, bu tercihin atmosferi derinleştirdiğini ifade etti:
“Tokat’ı iyi tanıyorum. Oyuncularla iki ay orada yaşadık; şehir de filmde adeta bir karakter gibi yer aldı.”
Diyalogların doğallığıyla dikkat çeken filmde doğaçlama oranı düşük. Saraçoğlu, “Kardeşlerin ortak geçmişi nedeniyle her cümlede bir ima var; ‘Tuzu verir misin?’ derken bile bir hesaplaşma gizli olabilir” diyor.
“Kırk yıldır kardeşiz ama birbirimizi tanıyor muyuz?”
Yönetmen, filmin temel sorusunu şöyle özetliyor:
“Kırk yıldır kardeşiz ama birbirimizi gerçekten tanıyor muyuz? Hepimizin sakladığı şeyler var.”
Saraçoğlu, seyircinin filmi tartışmasını önemsediğini belirterek, “Bazıları filmi politik, bazıları kişisel okuyor. Bu çeşitlilik tam da istediğim şey” ifadelerini kullandı.
Yeni projesinin ise “müzikli ve daha neşeli bir hikâye” olacağını söyledi.
