Bugün Süryani Ortodokslar için sıradan bir takvim günü değil. Her yıl 25 Aralık’ta kutlanan Yaldo, İsa Mesih’in doğuşunu anmanın ötesinde, Mezopotamya’nın en eski kültürel ve inanç hafızalarından birinin bugüne uzanan varlığını hatırlatıyor. Süryaniler için Yaldo, sadece bir dini bayram değil; dili, ritüeli, göçlerle kesintiye uğramış ama silinmemiş bir tarihin canlı ifadesi.
Süryaniler, kökenlerini Hz. Nuh’un oğlu Sam’a dayandıran, Mezopotamya’nın Dicle hattında binlerce yıldır varlık gösteren Semitik bir halk. Beş bin yıla yaklaşan geçmişleri boyunca bu coğrafyada devletler değişti, sınırlar çizildi, diller kayboldu; Süryaniler ise inançlarını, dillerini ve toplumsal örgütlenmelerini büyük ölçüde kilise etrafında korumayı başardı.
Kutsal zamanların dili Aramice
Süryanilerin anadili Aramice, dünyanın yaşayan en eski dillerinden biri. Bu dil, yalnızca gündelik iletişimin değil, kutsal metinlerin de taşıyıcısı oldu. İncil’in bazı bölümleri Aramice yazıldı; Hristiyanlık tarihindeki ilk ayinlerin Kudüs’te Süryanice yapıldığı biliniyor. İsa Mesih’in, havarilerinin ve Meryem Ana’nın bu dili konuştuğu kabul ediliyor. Bu nedenle Aramice, Süryaniler için sadece bir dil değil, kutsal zamanla kurulan doğrudan bir bağ anlamı taşıyor.
Süryaniler, Hristiyanlığı kitlesel olarak benimseyen ilk topluluk olarak kabul ediliyor. Mezopotamya’da kurdukları eğitim merkezleri, bu inanç ve bilginin yayılmasında belirleyici oldu. Urfa’daki Edessa Okulu, Yunanca eserlerin Süryaniceye çevrildiği, ardından Arapça dünyasına aktarıldığı önemli bir merkezdi. Antik Yunan düşüncesi ile İslam dünyası arasındaki bilgi köprüsünün kurulmasında Süryani bilginlerin rolü kritik oldu. Felsefe, mantık, tıp, astronomi ve matematik alanlarında ürettikleri metinler, yalnızca kendi cemaatlerini değil, geniş bir coğrafyayı etkiledi.
Yaldo: Doğuşun Süryanice adı
Süryani Ortodokslar Noel’i kendi dillerinde “doğuş” anlamına gelen Yaldo adıyla kutluyor. Gregoryen takvimine göre her yıl 25 Aralık’ta gerçekleşen Yaldo öncesinde cemaat, 15 Aralık’tan itibaren on gün süren bir perhiz dönemine giriyor. Bu süre boyunca hayvansal gıdalar tüketilmiyor. Bekleyiş dönemi olarak bilinen Advent süreci boyunca evlerde ve kiliselerde mumlar yakılıyor.
Yaldo ayini, Turabdin bölgesinde kimi kilise ve manastırlarda gece ayini olarak yapılıyor. Diğer şehirlerde ise 25 Aralık sabahı düzenleniyor. Ayin sırasında ilahiler eşliğinde yapılan devreler, İsa Mesih’in mağarada doğuşunun ateşle simgesel olarak canlandırılması ve kıddas adı verilen bereket ekmeğinin cemaate verilmesi Yaldo’nun temel ritüelleri arasında yer alıyor. Bu ekmek doğrudan ruhani tarafından veriliyor ve dokunulmadan alınıyor.
Ayin sonrası Süryaniler birbirlerinin bayramını Süryanice “Brikh mavlodo d’moran” sözleriyle kutluyor. Yaldo, Apostolik Ermenilerde olduğu gibi 40 gün boyunca devam eden bir bayram dönemi olarak kabul ediliyor.
Aynı doğuş, farklı takvimler
Hristiyan dünyasında İsa Mesih’in doğuşu farklı topluluklarda farklı takvim ve ritüellerle anılıyor. Katolikler ve Rum Ortodoksların büyük bölümü Noel’i 25 Aralık’ta kutlarken, Apostolik Ermeniler 6 Ocak’ı hem doğuş hem vaftiz günü olarak kabul ediyor. Rum Ortodoksların Kalanda geleneğinde çocuklar şarkılar söyleyerek evleri dolaşıyor. Ermeni çocukları ise 5 Ocak gecesi ellerinde mumlarla müjde geleneğini sürdürüyor.
Bu çeşitlilik, aynı inanç anlatısının farklı kültürel katmanlar üzerinden nasıl şekillendiğini gösteriyor. Süryaniler açısından Yaldo, bu çoklu geleneğin en eski halkalarından biri olarak görülüyor.
Göçlerle daralan bir coğrafya
Süryaniler bugün Türkiye, Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün, İsrail ve Hindistan başta olmak üzere geniş bir coğrafyada yaşıyor. Ancak 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yoğun göçler yaşandı. Türkiye’deki Süryani nüfusu bugün yaklaşık 25 bin civarında. İstanbul, Midyat, Mardin, Diyarbakır ve çevresi bu nüfusun yoğunlaştığı merkezler arasında.
İstanbul’daki Süryani Ortodoks varlığı, 19. yüzyılda başlayan göçlerle şekillendi. Tarlabaşı’ndaki Meryemana Kilisesi, bu topluluğun kentteki hafıza mekanlarından biri. Kilise, yalnızca ibadet yeri değil; kültürel sürekliliğin de merkezi. Bugün Süryani Ortodoks toplumu, meslek dağılımı ve ekonomik yapı açısından şehir hayatının pek çok alanında görünür durumda.
Sayıları azalsa da Süryaniler, bulundukları her yerde geleneklerini yaşatma çabasını sürdürüyor. Yaldo Bayramı da bu çabanın en görünür, en kolektif anlarından biri olarak her yıl yeniden kuruluyor.