Son yıllarda dünyanın birçok bölgesinde görülme sıklığı artan aşırı sıcak hava dalgaları, ölümcül seller, uzun süreli kuraklıklar ve büyük çaplı orman yangınları, iklim krizinin günlük yaşam üzerindeki etkilerini her geçen gün daha görünür kılıyor. Bilim insanları, bu felaketlerin temelinde küresel ısınmanın yattığına dikkat çekiyor.
Endüstri devrimi sonrası yoğun biçimde kullanılan fosil yakıtların neden olduğu karbon salımları, yeryüzündeki ortalama sıcaklıkları 1,1 derece artırmış durumda. Ancak bu artış gezegenin her bölgesinde eşit hissedilmiyor. Bazı bölgelerde sıcaklıklar ortalamanın çok üstüne çıkarken, bu da aşırı hava olaylarını tetikliyor.
Isı kubbeleri ve jet rüzgarları sıcaklığı sabitliyor
Yüksek basınç alanlarında oluşan ve sıcak havanın sıkışmasına neden olan “ısı kubbeleri”, sıcak hava dalgalarının belirli bölgelerde daha uzun sürmesine yol açıyor. Jet rüzgarlarının normal seyrini kaybetmesiyle bu sıcaklıklar tek bir bölgede günlerce sabit kalabiliyor.
Bu durumun en somut örneklerinden biri, İngiltere’de 2022 yazında yaşandı. Ülkede ilk kez hava sıcaklığı 40 derecenin üzerine çıkarak rekor kırdı. Meteoroloji yetkilileri, iklim değişikliğinin bu tür olayların olasılığını 10 kat artırdığını belirtti.
Kuraklıklar ve su krizleri yayılıyor
Sıcaklıkların artmasıyla beraber yağışlı günlerin sayısı azalıyor. Toprağın kuruması ise daha fazla ısının birikmesine neden oluyor. Bu döngü, özellikle tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerde ciddi su krizlerine yol açıyor.
Somali’de üç sezon boyunca kuraklık yaşanırken, Hindistan ve Pakistan’da 49 dereceyi bulan sıcaklıklar birçok can kaybına neden oldu. Latin Amerika ve Avustralya da benzer sıcak hava dalgalarıyla mücadele etti.
Yangınlar erken başlıyor, hızla yayılıyor
Uzun süren sıcaklık ve kuraklık dönemleri, orman yangınları için adeta doğal bir “yakıt” oluşturuyor. Bitki örtüsü kurudukça yangın riski artıyor.
Fransa, İspanya, Portekiz, Yunanistan ve Kanada gibi ülkelerde son yıllarda büyük yangınlar meydana gelirken, bazı bölgelerde çıkan yangınlar yeni hava sistemleri ve fırtınalara neden olarak felaketin boyutunu büyüttü.
Aşırı yağışlar ve seller daha ölümcül
Sıcak hava atmosferde daha fazla nem taşıdığı için aşırı yağış ve seller de artıyor. Su buharı, yoğun biçimde yağış olarak yeryüzüne düşüyor. Geçtiğimiz yıl Güney Amerika’nın birçok bölgesi sel felaketleriyle sarsıldı.
Uzmanlara göre kurak bölgelerden buharlaşan su, başka coğrafyalarda yıkıcı yağışlara yol açıyor.
Bilim insanları uyarıyor: Döngü kırılmadıkça tehlike büyüyecek
İklim uzmanları, fosil yakıt kullanımının durdurulmaması halinde bu döngünün daha da kötüleşeceğini belirtiyor. Jet rüzgarlarının yönünü değiştiren Arktik sıcaklıkları, kıtaları vuran ısı kubbeleri, kıtlıkları tetikleyen kuraklıklar ve sellerin oluşturduğu ölümler, artık sıradan hale gelmeye başlıyor.
İmperial College London’dan Prof. Dr. Friederike Otto’nun şu sözleri, önümüzdeki sürecin ne denli tehlikeli olabileceğini özetliyor:
“Bugün bize dayanılmaz gelen bu sıcaklıklar, gelecekte serin günler olarak hatırlanabilir.”