Alman-Kürt film yapımcısı Ayşe Polat, Beşinci Süleymaniye Uluslararası Film Festivali’nde yaptığı açıklamada, Kürt kökenlerinin hikaye anlatımında merkezi bir rol oynadığını belirterek özellikle kadın Kürt film yapımcılarına daha fazla maddi destek çağrısında bulundu.
Ödüllü politik gizem-gerilim filmi “Kör Nokta”yı (2023) yazıp yöneten Polat, Rudaw’a yaptığı açıklamada, sinemasının kendi köklerinden beslendiğini vurguladı. “Kürt köklerim hikayelerimi şekillendirmede çok önemli çünkü ebeveynlerimin, büyükanne ve büyükbabalarımın tüm hikayelerini, atalarımın tüm tarihini içimde taşıyorum” dedi.
Polat, geçtiğimiz Perşembe başlayan ve bir hafta sürecek olan festivalin yan etkinliklerinde konuştu. Avrupa ve Almanya’da “çok yetenekli, gerçekten harika” Kürt yönetmenlerin olduğunu belirten Polat, Avrupa’daki genç Kürt nesillerinin artık ebeveynlerinin ve büyüklerinin hikayelerini sinema aracılığıyla anlatmalarından cesaret aldığını söyledi.
Ancak Polat’a göre Kürt sinemasının önündeki en büyük engel finansman eksikliği. “Kürdistan’ın, özellikle genç kuşakların ve yerleşik kesimin filmlerini yapabilmeleri için fonlara, film desteklerine ihtiyacı var. Bu en önemli mesele,” dedi.
Kürt sinemasında kadınların rolüne de dikkat çeken Polat, Avrupa’da anlatılan Kürt hikâyelerinin çoğunun kadınlar tarafından yaratıldığını, ancak Kürdistan Bölgesi ve komşu ülkelerde bu temsilin yetersiz olduğunu ifade etti.
Polat, kadınların sinemadaki varlığının sadece temsili değil, hikayelerin yönünü de değiştirdiğini vurgulayarak, “Kürt kadın yönetmenlerinin sesi duyuldukça sinemamız da güçlenecektir” diye konuştu.
Bu yıl beşincisi düzenlenen Süleymaniye Uluslararası Film Festivali, “Kürt Kültürü ve Anadili” temasıyla sinema, kültürel kimlik ve dil arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Açılış törenine Arap ve dünya sinemasının önde gelen isimleriyle birlikte yaklaşık 250 yerel ve uluslararası konuk katıldı.
Festival, Kürt sinemasının küresel alandaki görünürlüğünü artırmayı ve genç yönetmenleri desteklemeyi amaçlıyor. Polat’ın çağrısı da bu bağlamda, Kürt sinemasının hem kadın yönetmenler hem de yeni kuşaklar için daha güçlü bir üretim zemini bulması gerektiğini hatırlatıyor.