Britanya’da çocuk yoksulluğu son yıllarda tarihsel olarak en yüksek seviyesine çıktı. Artan yaşam maliyeti, sosyal güvenlik ağının zayıflaması ve on yılı aşan kemer sıkma politikaları, ülkenin en kırılgan gruplarından biri olan çocukları derinden etkiliyor.
Londra’da yaşayan Thea Jaffe, hiç beklemediği bir anda kendini bir “baby bank”e muhtaç halde bulmuş. Normalde benzer durumdaki ebeveynleri Little Village adlı kuruluşa yönlendiren Jaffe, ikinci çocuğuna plansız bir şekilde hamile kaldığında temel ihtiyaçları bile karşılayamaz hale gelmiş.
“Bir bütçe olmadan bebeğe hazırlanmak çok zorlayıcı,” diyor CNN’e. “Tam zamanlı çalışıyorum ama yine de faturalarımı ödeyemiyorum.”
Kuzey Londra’daki Little Village deposu, bebek arabalarından beşiklere, kıyafetten oyuncağa kadar ihtiyaç duyulan her türlü eşyayla dolu. Ancak bu yardım merkezleri, devletin yetersiz kaldığı bir dönemde giderek daha fazla ailenin sığınağına dönüşüyor.
4,5 milyon çocuk yoksulluk içinde
Hükümetin Nisan ayında yayımladığı rapora göre Britanya’daki çocukların yaklaşık üçte biri – yaklaşık 4,5 milyon çocuk – göreli yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu, barınma giderleri çıktıktan sonra ortalama gelirin %60’ından daha az gelirle yaşamak anlamına geliyor.
Joseph Rowntree Foundation’ın 2023 çalışmasına göre bu çocukların yaklaşık 1 milyonu “sefalet koşullarında” yaşıyor; yani sıcak, kuru, giyinik ve tok kalma gibi en temel gereksinimleri bile karşılanamıyor. Little Village CEO’su Sophie Livingstone, “Sadece mısır gevreği ve pirinçle yaşayan bir aileye rastladık,” diyor.
“Küf içinde, tek odada yaşayan çok sayıda aile var. Barınma koşulları gerçekten içler acısı.”
‘Sürekli bir hayatta kalma hâli’
Düşük gelirli ailelerin çoğu temel ihtiyaçlarını karşılasa bile, ay ay geçinme mücadelesi bitmiyor.
7 yaşında ikizleri olan bekar anne Lia, “Sürekli bir korku içindesiniz. Çocuklarınız size bakıyor ama bütçeniz yok,” diyor. Çocuklarının yaşıtlarıyla aynı şeyleri yapmasını sağlayamadığını, ay sonunda eline hiçbir şey kalmadığını anlatıyor.
Bir hukuk mezunu olan Lia, kızlarından birinin gelişimsel zorlukları nedeniyle işini bırakmak zorunda kalmış. “Kendimi hep hayatta kalmaya çalışırken buluyorum,” diyor. “Ne kadar çabalarsam çabalayayım, her köşe başında başka bir zorluk çıkıyor.”
Çalışmak da yoksulluktan kurtarmıyor
İngiltere’de çocuk bakım hizmetleri dünyanın en pahalıları arasında. Çiftlerin gelirinin %25’i, bekar ebeveynlerin ise yaklaşık %60’ı yalnızca çocuk bakımına gidiyor.
Tam zamanlı çalışan Thea Jaffe, yılda 45.000 sterlin kazanmasına rağmen üç çocuğuyla geçinemediğini söylüyor. Kira, kreş, faturalar ve gıda giderlerinden sonra elinde ayda yalnızca 192 sterlin kalıyor. Bu miktar hem acil durumlar hem de sosyal yardım ödemelerinde yaşanan hatalara karşı bir güvence niteliğinde.
Yükselişin arkasındaki politikalar
UNICEF verilerine göre 2012–2021 arasında Britanya’daki çocuk yoksulluğu %20 arttı. Bugün ülke, Avrupa’da Yunanistan hariç tüm ülkelerden daha yüksek bir çocuk yoksulluğu oranına sahip.
Uzmanlara göre bu durum yalnızca ekonomik koşullarla açıklanamıyor. 2010’dan itibaren uygulanan kemer sıkma politikaları, sosyal hizmetleri ve yardımları ciddi biçimde zayıflattı.
Sosyal politika uzmanı Prof. Jonathan Bradshaw, özellikle üç uygulamanın yoksulluğu tetiklediğini söylüyor: genel yardım tavanı, konut yardımı sınırı ve iki çocuk sınırı. 2017’den sonra doğan üçüncü ve sonraki çocuklar için ailelere yardım yapılmaması, yoksulluğun en çok kalabalık ailelerde artmasına neden olmuş.
Joseph Rowntree Foundation’dan Peter Matejic, “Yardımlar temel ihtiyaçların bile altında,” diyor. “Gıda, enerji ve barınma masrafları hesaplandığında, alınan destek bunların çok gerisinde kalıyor.”
Siyasi çıkmaz
Geçen yıl iktidara gelen İşçi Partisi hükümeti, çocuk yoksulluğu ile mücadeleyi öncelikleri arasına alsa da sınırlı bütçe ve vergi artırmama sözü nedeniyle net bir politika ortaya koymakta zorlanıyor. Hükümet sözcüsü, en yoksul çocuklar için ücretsiz yemek programlarının genişletildiğini ve “Best Start” aile merkezlerine 500 milyon sterlin yatırım yapıldığını belirtiyor.
Ancak yardım kuruluşlarına göre ailelerin dayanacak gücü kalmadı. Little Village’ın başındaki Livingstone, “Göreve başladığımda sosyal güvenlik ağının delik deşik olduğunu konuşuyorduk,” diyor.
“Bugün artık bu ağın hâlâ var olduğundan bile emin değilim.”