Cezayir Meclisi, Fransa’nın Cezayir’deki sömürge dönemini “suç” olarak tanımlayan ve özür ile tazminat talep eden yasayı oy birliğiyle onayladı. Cezayir Devlet Televizyonu’nun aktardığına göre, yeni düzenleme sömürgeciliğin yüceltilmesini de cezai yaptırım kapsamına alıyor.
Agence France-Presse’in haberine göre milletvekilleri oylama sırasında Cezayir bayrağının renklerinde eşarplar takarak “Yaşasın Cezayir” sloganları attı. Meclis Başkanı İbrahim Boughali, devlet ajansı APS’ye yaptığı açıklamada yasanın “Cezayir’in ulusal hafızasının silinemeyeceği ve pazarlık konusu yapılamayacağı” mesajını verdiğini söyledi.
Yasa metninde neler var?
Metinde Fransa’nın sömürge döneminde neden olduğu “trajediler” nedeniyle yasal sorumluluk taşıdığı vurgulanıyor; “tam ve adil” tazminatın Cezayir devleti ve halkının devredilemez hakkı olduğu belirtiliyor. Nükleer denemeler, yargısız infazlar, fiziksel ve psikolojik işkence ile doğal kaynakların sistematik yağmalanması sömürge suçları arasında sayılıyor.
Tarihle hesaplaşma ve iade talebi
Fransa’nın 1830–1962 arasındaki yönetimi, 1954–1962 bağımsızlık savaşıyla sona ermişti. Cezayir bu süreçte 1,5 milyon kayıp verildiğini belirtirken, Fransız tarihçiler sayıyı yaklaşık 500 bin olarak ifade ediyor. Milletvekilleri ayrıca, 1830 işgalinden sonra Fransa’ya götürülen ve bugün Brest’te bulunan, “Baba Merzoug” adlı 16. yüzyıl bronz topunun iadesini de talep ediyor. Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf, yasal çerçevenin iade sürecinin “lütuf ya da jest” gibi sunulmasının önüne geçeceğini söyledi.
Gerilimin arka planı
Cezayir–Fransa ilişkileri son bir yılda belirgin biçimde gerildi. Başlıca nedenlerden biri, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Batı Sahra’da Fas egemenliğini tanıdığını açıklaması oldu. Cezayir, bölgede bağımsızlık yanlısı Polisario Cephesi’nin güçlü destekçilerinden. Macron daha önce Cezayir’in sömürgeleştirilmesini “insanlığa karşı suç” olarak nitelemiş, ancak resmî özür dilemekten kaçınmıştı. Uzmanlara göre yasa Fransa açısından bağlayıcı olmasa da, iki ülke arasındaki “hafıza krizinin” siyasal kopuşa evrildiğini gösteriyor.




