Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM), “Terörsüz Türkiye” hedefiyle oluşturulan yeni komisyonun ismi netleşti. TBMM Başkanlığı tarafından önerilen “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” adı, üyelerin onayıyla kabul edildi.
Komisyonun kurulması, son haftalarda hem siyasi partiler hem de kamuoyu tarafından “yeni çözüm süreci” tartışmalarıyla birlikte yakından izleniyor. Ancak komisyonun yapısı, işlevi ve toplantı usulleri konusunda hâlâ bazı belirsizlikler bulunuyordu. Bunlardan biri olan komisyon ismi, 5 Ağustos 2025 tarihinde yapılan oturumda resmen kararlaştırıldı.
Komisyonun niteliği: Bağlayıcı değil, tavsiye niteliğinde
Komisyon, klasik anlamda bir ihtisas komisyonu değil. Yani alınan kararlar yasama sürecini doğrudan etkileyecek bağlayıcı sonuçlar doğurmuyor; öneriler ve raporlar, tavsiye niteliği taşıyor. Buna karşın yaz aylarında yürütülecek hazırlık çalışmalarının, TBMM yeni yasama yılı açıldığında yasal tekliflere dönüşmesi bekleniyor.
Komisyon toplantıları, haftada bir yapılacak şekilde planlandı. Ayrıca ilerleyen haftalarda MİT, Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı gibi kurumların yetkililerinin bilgilendirme amacıyla komisyona sunum yapması öngörülüyor. Bu toplantıların büyük kısmının basına kapalı yapılması planlanıyor.
Muhalefet: Şeffaflık ve işlevsellik vurgusu
Komisyonun ismiyle birlikte, kapsamı ve çalışma yöntemine dair tartışmalar da sürüyor. Muhalefet partileri, komisyonun yalnızca sembolik değil işlevsel olması gerektiğini, sürecin şeffaf biçimde yürütülmesini ve basına açık olmasını talep ediyor. CHP, DEM Parti ve TİP’li üyeler, karar alma mekanizmasında nitelikli çoğunluk kuralının 51 üyelik üzerinden hesaplanması gerektiğini savunuyor.
Komisyonda AKP, CHP, DEM Parti, MHP, TİP, EMEP, HÜDA PAR, Yeniden Refah, DSP, DP ve Yeni Yol Partisi temsil ediliyor. İYİ Parti ise komisyona katılmayı reddetti. Oturum düzeni bu nedenle 48 sandalye üzerinden kuruldu.
Sıradaki adım: Yasal çerçeve ve düzenlemeler
“Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nun, özellikle Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Ceza İnfaz Yasası gibi alanlarda düzenleme önerileri geliştirmesi bekleniyor. Bu kapsamda PKK’nın silah bırakma süreciyle bağlantılı konular, af kapsamları, tutukluluk koşulları ve yerel yönetimlere ilişkin düzenlemeler de gündeme gelebilir.
