Dövmenin tarihi insanlık kadar eski. Alpler’de bulunan Buz Adam Ötzi’nin bedeninde 5300 yıllık dövmeler tespit edilmesi, bu geleneğin köklerini ortaya koyuyor. Antik Mısır mumyalarında, Antik Yunan ve Roma kaynaklarında da dövmelere rastlanıyor. Mezopotamya’da ise bu sanat, Kürtlerin “Deq”, Arapların “Wesm”, Avrupalıların ise “Tattoo” adını verdiği kadim bir kültürel ifade biçimi olarak günümüze kadar ulaşmış durumda.

Deq, sadece estetik bir süsleme değil; bir tılsım, bir kimlik işareti, bir aidiyet simgesi olarak da işlev gördü. Nazardan korunmak, doğurganlığı artırmak, sağlığı korumak ya da topluluk kimliğini göstermek için uygulandı. Romalılar kölelere ve esirlere dövme yaparken, Mezopotamya’da her aşiret kendi simgesini bedenlere işledi.

Derilere kazınmış sayısız hikâye, gün yüzüne çıktı: "Aşkın Tendeki  Yansıması; İz" | Independent Türkçe

Kürt Kadınlarının Bedeninde Direnen Kültür

Deq’in en çok Kürt kadınları arasında yaygın olduğu biliniyor. Alın, çene, eller ve boyun gibi bölgelere işlenen motifler; güneş, ay, yıldız, buğday başağı, hayat ağacı, kırlangıç ve çeşitli geometrik figürlerden oluşuyor. Her bir işaretin kendine has bir anlamı var:

  • Güneş ve ay: Şifa, bereket ve ilahi güç
  • Buğday: Bolluk ve yaşam
  • Hayat ağacı: Sonsuzluk ve köklerle bağ
  • Üç nokta: Nazar ve sağlık için koruma

Deq sadece bireysel süsleme değil, kuşaktan kuşağa aktarılan bir miras. Birçok kadın, gençliğinde yaptırdığı motifleri yaşamı boyunca taşıdı ve mezara kadar götürdü. Bu yönüyle Deq, bir nevi bedenin değişmeyen kimliği, “ömürlük künye” oldu.

İnanç, Mitoloji ve Psikoloji

Deq’in yapımında en yaygın teknik, anne sütü ile is karıştırılarak elde edilen mürekkebin iğneyle deri altına işlenmesidir. Özellikle kız çocuğu doğuran annenin sütü bereket getirdiğine inanılırdı. Bu ritüel, aynı zamanda doğurganlığı ve yaşamı kutsayan bir mitolojik köken taşır.

Hatay Akademi Senfoni Orkestrası ile Her Nota bir Umut
Hatay Akademi Senfoni Orkestrası ile Her Nota bir Umut
İçeriği Görüntüle

Dövme: Beden üzerinden ruha işlenen motif - Mümkün Dergi

Antropolog Levi-Strauss, dövmenin yalnızca bedensel bir süsleme değil; aynı zamanda kültürel hafızayı ve kolektif bilinçdışını taşıyan bir araç olduğunu belirtir. Carl Gustav Jung’un “arketip” kavramı üzerinden düşünüldüğünde, güneş ve ay gibi sembollerin Paleolitik dönemden bugüne bilinçdışı bir aktarım mekanizmasıyla yaşadığı görülür.

Asimilasyon Politikaları ve Deq’in Geri Çekilişi

Yakın tarihte Deq geleneği özellikle dini hassasiyetler üzerinden geriletildi. “Abdeste engel olur, günah sayılır” gibi söylemlerle halk bu kadim sanattan uzaklaştırıldı. Devletin asimilasyon politikaları da kültürel hafızanın silinmesine yol açtı. Bugün Deq’i daha çok yaşlı Kürt kadın ve erkeklerin bedenlerinde görmek mümkün. Yeni kuşak ise modern dövme stillerine yöneliyor.

Akademi ve Sanat Dünyasında Deq

Son yıllarda Deq üzerine hem akademik hem sanatsal ilgi artıyor. Antropolojik çalışmalar, sözlü tarih mülakatları ve feminist araştırmalar Deq’in sadece estetik değil, toplumsal cinsiyet, aidiyet ve direniş boyutlarını da ortaya koyuyor.

Sanat alanında ise “İz” belgeseli bu geleneği görünür kıldı. Tattoom Art Gallery’nin desteklediği yapım, Deq’in antropolojik derinliğini ve toplumsal önemini sahneye taşıdı. Aynı zamanda genç sanatçılar ve araştırmacılar Sur’da açılan atölyelerle bu mirası yaşatmaya çalışıyor.

https://www.youtube.com/watch?v=8fSC-JO1x4Y

Günümüzde Deq’in Yeniden Doğuşu

Her ne kadar kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olsa da, Deq bugün yeniden keşfediliyor. Diyarbakır, Mardin ve çevresinde gençlerin bu geleneği sahiplenmesi dikkat çekiyor. Modern dövme teknikleriyle kadim semboller yeniden işleniyor, geçmişin izleri geleceğe taşınıyor.

Deq, sadece bir dövme değil; Mezopotamya’nın binlerce yıllık hafızası, Kürt kadınlarının bedeninde bir direniş, bir kimlik ve bir hatırlama biçimi. Gelecek, geçmişin izlerini taşımadan kurulamaz; Deq bu izlerden en kadim olanıdır.

İsyanın ve sevginin işareti: Deq - 9.Köy

Kaynaklar