Türkiye’yi sarsan e-imza ve sahte diploma skandalı, devletin dijital güvenlik altyapısına yönelik endişeleri artırırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 8 ay önce kurduğu Siber Güvenlik Başkanlığı’na hâlâ kimin atandığının açıklanmadığı ortaya çıktı.
Gazeteci Murat Yetkin, 6 Ağustos’ta yayımladığı yazısında, “Siber Güvenlik Başkanlığı 8 aydır boş mu?” sorusunu kamuoyunun dikkatine sundu. Yetkin, sahteciliğin devletin üst kademelerine kadar ulaşabilmesinin, siber güvenlikte yapısal bir zafiyetin göstergesi olduğunu belirtti.
Soruşturmanın ertesi günü başkanlık kuruldu
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı'nın, ilk e-imza sahteciliği soruşturmasının başlatıldığı 7 Ocak 2025’in hemen ertesi günü ilan edildiğini hatırlatan Yetkin, bu zamanlamanın Ankara’da devlet kademelerinde “güvenlik açığı” tespitine işaret ettiğini ifade etti.
Atama yapılmadı, isimler havada kaldı
Başkanlık için, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan ile Turkcell Genel Müdürü Ali Taha Koç isimlerinin kulislerde konuşulduğunu hatırlatan Yetkin, 20 Mart’tan bu yana kamuya açık hiçbir atama kararı yayımlanmadığını söyledi.
Liyakat mı, klik çatışması mı?
Yetkin’e göre bu belirsizliğin ardında, AK Parti içindeki bazı kliklerin bürokraside etkili olma çabaları yatıyor. Yazıda, “AKP yönetiminin siyaset ve bürokrasi çevrelerindeki bir ekipleşmenin bu atamayı geciktirdiği” iddiasına da yer verildi.
Sayan’ın ‘rekor’ diplomaları da gündemde
Siber güvenlik başkanlığı için adı geçen Ömer Fatih Sayan’a yönelik eleştiriler ise artıyor. Yetkin, Sayan’ın altı lisans, iki yüksek lisans ve iki doktora diplomasını hatırlatarak, “Keşke milletin kesesinden diploma koleksiyonu yaparken biraz da işinizi yapsaydınız” ifadesini kullandı.
Yanıt bekleyen sorular
Yazıda ayrıca şu kritik sorular öne çıkarıldı:
-
Sahte belgelerin sahipleri kimler?
-
Bu belgelerle hangi devlet kurumlarına sızıldı?
-
E-imza şirketlerinin siyasi bağlantıları var mı?
-
Devlet neden bu kadar hayati işleri özel şirketlere devretti?
Siber Güvenlik Başkanlığı’nın hâlâ aktif bir liderlikten yoksun olması, e-imza sahteciliği gibi sistemik tehditlere karşı devletin hazırlıksız olduğu izlenimini güçlendiriyor.
