2026 Vizesiz Ülkeler Listesi: Türk Vatandaşları İçin
2026 Vizesiz Ülkeler Listesi: Türk Vatandaşları İçin
İçeriği Görüntüle

Gençlik Komiteleri, 2025 yılı konferansı öncesinde yayımladığı kapsamlı çağrıyla Türkiye’de ve dünyada yaşanan siyasal, toplumsal ve sınıfsal krize dair değerlendirmelerde bulundu. Metinde, gençliğin ve işçi sınıfının isyanlarının bastırılmadığı ancak yönsüz bırakıldığı bir tarihsel momentten geçildiği vurgulanırken, emperyalizmin karşısında örgütlü ve merkezi bir siyasal güç yaratma ihtiyacının altı çizildi.

Açıklamada, yaşanan yenilgi döneminin yalnızca Türkiye’ye özgü olmadığı, dünyanın pek çok yerinde benzer süreçlerin yaşandığı ifade edildi. İsyanların sona ermediği, üniversite işgallerinin, sokak hareketlerinin ve emek mücadelelerinin süreceği belirtilirken, asıl sorunun bu isyanların yeni bir siyasal hat ve örgütlü güçle buluşup buluşamayacağı olduğu kaydedildi. Gençliğin edilgen, umutsuz ve yönsüz olmadığı vurgulanan metinde, 19 Mart’ta yüzlerce tutuklamaya rağmen sokaklarda kurulan bağımsız öğrenci inisiyatiflerinin bunun en somut göstergesi olduğu belirtildi.

Gençlik Örgütlenmesi: Kolektif İrade, Yaratıcı Araçlar ve Sınıf Mücadelesi  – Devrimci Proletarya

Gençlik Komiteleri, barınma krizinden Filistin’le dayanışmaya, MESEM’lerde yaşanan çocuk işçi ölümlerinden yurtlardaki intiharlara kadar pek çok başlıkta gençliğin ve işçi sınıfının öfkesinin örgütlenebildiğini hatırlattı. Ancak bu mücadelelerin yalnızca çelişkileri görünür kılmakla sınırlı kalmaması gerektiği, egemenliğin Holdingci Güçlerin elinden alınmasını hedefleyen yeni bir inşa sürecinin zorunlu olduğu ifade edildi. Metinde, bu inşanın bugünden örgütlenmesi gereken bir görev olduğu vurgulandı.

Açıklamada, mevcut siyasal tabloda geri dönüşü olmayan bir döneme girildiği, zaman kaybının egemen güçlerin lehine işlediği ifade edildi. Belediye başkanlarının tutuklanması, temel hakların gasp edilmesi ve gençliğin yaşam koşullarının giderek ağırlaşması karşısında sessiz kalmanın korkaklık olacağı belirtildi. Korkunun insani olduğu ancak teslimiyetin kabul edilemez olduğu vurgulandı.

Gençlik Komiteleri, rejimin karşısında gerçek bir toplumsal ve siyasal güç yaratma iddiasını ortaya koyarken, yalnızca baskıya karşı çıkmanın değil, bir iktidar perspektifi geliştirmenin gerekliliğine dikkat çekti. Metinde, öğrencilerin yurtlarda, kampüslerde ve sokaklarda yaşamı örgütleyebildiği örneklerle hatırlatılırken, bu deneyimlerin yönetme iradesine evrilmesi gerektiği savunuldu. “Biz Yönetiriz” ifadesi, bu iradenin siyasal ifadesi olarak tanımlandı.

Çağrıda, kapitalist sistemin küresel ölçekte yaşadığı krize ve tarihsel benzerliklere de yer verildi. 1917 öncesi döneme benzetilen bu süreçte, dağınık isyanların kendi birliğini ve siyasal organizasyonunu aradığı belirtildi. Bu bağlamda, sol-sosyalist çevrelerin yıllardır süren hegemonik etkisinin aşılması gerektiği savunuldu.

Metinde ayrıca üniversitelerin yalnızca eğitim alanları değil, aynı zamanda mevzi ve karargâhlar olduğu vurgulandı. 1969’da ODTÜ’de yaşanan Komer protestosu hatırlatılarak, üniversitelerin dönüştürücü gücüne dikkat çekildi. Gençliğin zaten fiilen mücadele ettiği bir savaşa hazırlanmasının, devrimci bir örgütlenmenin temel sorumluluğu olduğu ifade edildi.

Zeren Ertaş’ın katledilmesinin ardından yurtlarda gelişen örgütlenmelerden, 19 Mart’ta ODTÜ ve Beyazıt’ta yaşanan eylemlere kadar pek çok örnekle gençliğin kendiliğinden hareket kapasitesine işaret edildi. Ancak bu eylemlerin yeterli olmadığı, asıl hedefin gençliğe nasıl yöneteceğini düşündürmek olduğu vurgulandı.

Gençlik Komiteleri, tüm bu değerlendirmeler ışığında Türkiye’nin gençlerini, “üniversiteyi, mahalleyi, işyerini ve ülkeyi biz yönetiriz” diyerek Gençliğin Devrim Örgütü’nü yaratmaya çağırdı. Bu çağrının tartışılacağı konferansın 21 Aralık 2025 Pazar günü gerçekleştirileceği duyuruldu. Açıklamada, bu adımın iktidara yürüyüşün ilk eşiği olduğu ifade edilerek, mücadelenin zor olacağının ancak tarihsel hafızanın ve devrimci bir çizginin bu süreci mümkün kılacağı vurgulandı.

Kaynak: Haber Merkezi