İnsan Hakları Derneği (İHD), 2024 Yılı Cezaevi Raporu’nu yayımladı.
Cezaevlerindeki hak ihlallerini ele alan rapora göre, Türkiye’deki cezaevlerinde sistematik ve çok boyutlu hak ihlalleri artarak devam ediyor. Raporda, özellikle politik mahpuslar, kadınlar, gazeteciler ve hasta tutukluların yoğun baskı ve ayrımcılığa maruz kaldığı vurgulanıyor.
Cezalandırıcı infaz rejimi
Raporda cezaevlerinin birer "intikam ve cezalandırma mekânı" haline geldiği ifade ediliyor. Özellikle denetimli serbestlik ve koşullu salıverme gibi uygulamalarda mahpuslar arasında ayrımcılık yapıldığına dikkat çekiliyor. Politik mahpusların ceza süreleri dolmasına rağmen idari kararlarla tahliyelerinin ertelendiği, keyfi disiplin cezalarıyla infazlarının yakıldığı kaydediliyor.
Sağlık hakkına sistematik engel
Sağlık hakkı ihlalleri raporun en çarpıcı bölümlerinden birini oluşturuyor. Hasta mahpusların hastaneye sevklerinin ertelendiği, ameliyatlarının iptal edildiği, kelepçeli muayene dayatması nedeniyle tedaviyi reddetmek zorunda kaldıkları bildiriliyor. Ağır hasta mahpuslar, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) cezaevinde kalabilir raporları nedeniyle tahliye edilmemekte; bu durum raporda “ölümcül bir ihmal zinciri” olarak tanımlanıyor.
Kötü muamele ve işkence
Mahpuslara yönelik fiziksel şiddet, çıplak arama, süngerli oda uygulamaları, sürekli ışık altında tutma, ters kelepçe ve tek kişilik hücrede tecrit gibi uygulamalar işkence ve kötü muamelenin göstergeleri olarak yer alıyor. Keyfi sevkler ise mahpuslar için hem fiziki hem psikolojik bir ceza aracına dönüşmüş durumda.
Kadın mahpuslara yönelik cinsiyet temelli hak ihlalleri
Raporda kadın mahpuslara yönelik cinsiyet temelli ayrımcılık ve şiddet vurgulanıyor. Hamile kadınların kelepçeli muayeneye zorlandığı, lohusa kadınların sağlık hizmetlerine erişimde ciddi engellerle karşılaştığı, cezaevinde kalan çocuklar için uygun yaşam koşullarının sağlanmadığı ifade ediliyor.
Gazeteciler, akademisyenler, hak savunucuları hedefte
Rapor, cezaevlerinde yüzlerce gazeteci, akademisyen, avukat ve hak savunucusunun tutulduğunu ortaya koyuyor. Sosyal medya paylaşımları, haber içerikleri ve muhalif duruşları nedeniyle gözaltına alınan ve tutuklanan isimler basın özgürlüğü ve ifade hakkı açısından alarm verici bir tablo çiziyor.
Uluslararası standartlardan uzaklaşma
Rapor, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere rağmen ceza infaz sisteminde insan hakları standartlarının korunmadığını vurguluyor. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler’in Mandela Kuralları'na aykırı uygulamalar, sistematik hale gelmiş durumda.