Türkiye’nin büyük bir ilinde hem Garnizon Komutanlığı hem de stratejik bir eğitim merkezini yöneten General D.A. hakkında, ihraç edilen Binbaşı E.Ş.’nin CİMER’e yaptığı başvurunun ardından “cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla soruşturma başlatıldığı öne sürüldü. Süreç, taraflar arasındaki devam eden hukuk mücadelesi sırasında gündeme geldi.
İhraç sürecine giden yol
İddiaya göre, Binbaşı E.Ş.’nin TSK içi yazışma sistemindeki paylaşımları General D.A. tarafından “tehdit ve hakaret” olarak değerlendirildi. General, binbaşı hakkında suç duyurusunda bulundu; ayrıca Aile Mahkemesi’nden iki ay süreli uzaklaştırma kararı aldırdı. Bu gelişmeler dayanak gösterilerek Binbaşı E.Ş., Mayıs ayında TSK’dan ihraç edildi.
Tanık ifadesi ve “adil yargılama” tartışması
Gazeteci Müyesser Yıldız, davanın tartışmalı başlıklarından birinin tanık Yarbay S.T.’nin ifade süreci olduğunu yazdı. Yıldız’ın aktardığına göre Yarbay S.T., duruşma günü adliyede hazır bulunmasına karşın hakim tarafından dinlenmedi. Aynı gün, generalin emrindeki bir albayın Yarbay S.T.’yi arayarak “Neden adliyedesin?” diye sorması, “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” iddialarını gündeme getirdi. Savcılığın general ve albay hakkında ifadelerini alarak takipsizlik verdiği; ancak Yarbay S.T.’nin mahkemede bu telefonun “aba altından sopa göstermek” amacı taşıdığını söylediği belirtildi.
CİMER başvurusu ve ileri sürülen sözler
Yıldız’ın haberine göre 11 Aralık tarihli duruşmada ve Binbaşı E.Ş.’nin CİMER’e sunduğu ifadede, generalin makam odasında geçtiği iddia edilen diyaloglar yer aldı. Başvuruda, cumhurbaşkanına ve siyasi aktörlere yönelik ifadelerin bulunduğu; yerel seçimler bağlamında Fatih Erbakan’ın partisine oy verileceğinin söylendiği ve AK Parti hakkında beyanlarda bulunulduğunun iddia edildiği aktarıldı.
Avukatların talebi
Binbaşı E.Ş.’nin avukatları Serdar Öztürk ve İbrahim Yılmaz, generalin görev yaptığı ildeki başsavcıyla “samimiyet” iddiasının dosyayı etkileyebileceği endişesini dile getirerek HSK’ya başvuru sinyali verdi.
Yetkili kurumlardan ve adı geçen kişilerden konuya ilişkin resmi bir doğrulama veya yalanlama yapılmadı. Süreç, iddialar ve yargı makamlarının değerlendirmeleri doğrultusunda devam ediyor.
