CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Silivri Marmara Cezaevi’ndeki tutukluluğunun 275’inci gününde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İmamoğlu, hem yargı sürecine hem de iktidarın “Terörsüz Türkiye” adıyla yürüttüğü sürece dair sert eleştiriler yöneltti.
Cumhuriyet’in gündeme getirdiği ve Silivri’de İBB davaları için yapılması planlanan 2 bin kişilik duruşma salonuna değinen İmamoğlu, bu uygulamayı “Yassıada zihniyetinin hortlaması” olarak nitelendirdi. Darbe dönemlerinde spor salonlarında yapılan yargılamaları hatırlatan İmamoğlu, kişiye özel hukuk ve duruşma salonlarının demokrasiden kopuşun açık göstergesi olduğunu söyledi.
“Yassıada zihniyeti geri dönüyor”
İmamoğlu, Silivri’de inşa edilmesi planlanan yeni duruşma salonunun sembolik bir anlam taşıdığını belirterek, “Yassıada tarihte nasıl anılıyorsa bu dönem de öyle anılacak” dedi. Kişiye özel yargılama pratiğinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan İmamoğlu, bunun hukuk devleti ilkesine açıkça aykırı olduğunu ifade etti.

“Hakim ve savcı atamaları İmamoğlu ayarlı”
bianet’in sorularını yanıtlayan İmamoğlu, davalarına bakan hakim ve savcıların görev yerlerinin değiştirilmesine dikkat çekti. Başından bu yana atamaların “İmamoğlu ayarlı” yapıldığını söyleyen İmamoğlu, doğal hakim ilkesinin ortadan kaldırıldığını savundu. İBB operasyonunda tutuklanması istenen bazı isimleri serbest bırakan hakimin ertesi gün görev yerinin değiştirilmesini örnek göstererek, yargı üzerindeki siyasi baskıya işaret etti.
“Kürtler kimin samimi olduğunu görüyor”
İmamoğlu, iktidarın “Terörsüz Türkiye” adıyla yürüttüğü sürece de değindi. CHP olarak sürecin içinde olduklarını ancak bunu “Terörsüz ve Demokratik Türkiye” olarak tanımladıklarını belirten İmamoğlu, TBMM’de kurulan komisyonda kalmaya devam edeceklerini söyledi. CHP’nin Kürt meselesine yaklaşımının eşit yurttaşlık temelinde olduğunu vurgulayan İmamoğlu, kayyımların olmadığı, anadilin ve kültürün desteklendiği, siyasi tutukluların serbest bırakıldığı bir Türkiye hedeflediklerini dile getirdi. İmamoğlu, TBMM'de süreç kapsamında kurulan komisyonun içinde kalmaya devam edeceklerini belirtti ve şöyle konuştu:
"Sürecin içinde olmakla da yetinmiyoruz. İlk olarak Kürt meselesi üzerine partide ve Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. CHP olarak kayyumların olmadığı, devletin herkesin anadiline ve kültürüne saygı gösterdiği ve desteklediği, kimsenin siyasi faaliyetinden dolayı hapishanelere doldurulmadığı, başta sayın Demirtaş olmak üzere siyasi parti liderlerinin, seçilmiş belediye başkanlarının serbest kaldığı bir Türkiye için çalışıyoruz."

İmamoğlu, Kürt vatandaşların geçmişte Cumhur İttifakı döneminde yaşananları unutmadığını belirterek, “Bugünkü süreçte kimin samimi kimin samimiyetsiz olduğunu da biliyorlar” dedi. Bir yıldır yürüyen süreçte iktidarın tek bir samimi adım atmadığını savunan İmamoğlu, sürecin siyasi çıkarlar için ağırdan alındığını ifade etti.
Hayat pahalılığı, işsizlik, liyakatsizlik ve kötü yönetimin Kürtler dahil tüm toplumun ortak sorunu olduğunu söyleyen İmamoğlu, CHP’nin daha demokratik ve müreffeh bir Türkiye için çalıştığını vurguladı. Kayyım atanan belediyelere görevlerin iade edilmesi ve tutuklu siyasetçilerin serbest bırakılmasını “iktidarın samimiyet testi” olarak tanımlayan İmamoğlu, bu sınavın sonucunun kamuoyu tarafından yakından izleneceğini söyledi.




