Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu süreçte The Economist dergisi için kaleme aldığı yazıda, Türkiye’nin demokratik değerlerine geri dönmesi gerektiğini belirtti. Yazısında, hem iç siyaset hem de dış politika için “yol ayrımı” uyarısı yapan İmamoğlu, demokratik yenilenme sürecine liderlik etmeye kararlı olduğunu vurguladı.
İmamoğlu, “Yurtta barışı, dünyada saygınlığı nasıl sağlarız?” başlığıyla yayımlanan yazısında, demokratik kurumların yeniden inşası, hukuk devleti, şeffaf barış süreci ve dış politikada istikrar çağrısı yaptı. “Ancak meşruiyetle sağlanan bir barış kalıcı olabilir,” diyen İmamoğlu, hükümetin otoriter uygulamalarının hem iç hem dış güveni zedelediğini ifade etti.
Kürt Sorunu ve Barış Süreci: Kapsayıcılık Vurgusu
İmamoğlu, Türkiye'nin geleceğini doğrudan etkileyen Kürt sorununa dair detaylı değerlendirmelerde bulunarak, PKK’nın silahsızlanma açıklamasının tarihi bir fırsat sunduğunu belirtti. Ancak hükümetin süreci şeffaf olmayan ve güvenlik odaklı bir çerçevede yürüttüğünü savundu.
CHP’nin çözüm yaklaşımını şu sözlerle özetledi:
“Kürt meselesi yalnızca bir güvenlik meselesi değil; aynı zamanda demokrasi, adalet ve kurumsal reform meselesidir.”
Barış sürecinin meşruiyet kazanması için parlamenter denetim ve sivil katılım vurgusu yapan İmamoğlu, sürecin şeffaflık ve demokratik normlarla birlikte ilerlemesi gerektiğini söyledi. CHP’nin bu kapsamda Meclis komisyonuna katıldığını, ancak hükümetin süreci bir “vitrin” olarak kullanmasına karşı dikkatli olacaklarını belirtti.
Kendi tutukluluğu üzerinden yargı eleştirisi
İmamoğlu, yazıda Mart ayında tutuklanmasına da değindi. Seçim listesinde yer alan bazı adayların PKK ile ilişkilendirildiğini, oysa bu adayların YSK onayından geçtiğini hatırlatarak, tutuklanmasının siyasi bir müdahale olduğunu savundu.
“Türkiye’deki çelişkileri bizzat yaşıyorum,” diyen İmamoğlu, kendisine yöneltilen suçlamaların hukuk dışı olduğunu belirtti.
Dış politikada tutarlılık ve AB ile yeniden yakınlaşma çağrısı
İmamoğlu’na göre Erdoğan yönetiminin reaktif dış politikası, Türkiye'nin uluslararası güvenilirliğini aşındırıyor.
“Türkiye, ancak içeride meşruiyet ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir yönetime sahip olursa, bölgede güvenilir bir aktör olabilir,” diyen İmamoğlu, özellikle Suriye ve Avrupa Birliği ile ilişkilerin yeniden yapılandırılması gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin, jeopolitik konumu ve demokrasi geçmişiyle bölgesel barışa katkı sunabilecek potansiyele sahip olduğunu ifade eden İmamoğlu, bu potansiyelin kişisel hırslar ve kutuplaştırıcı siyasetle ziyan edildiğini söyledi.
Demokratik yenilenmeye liderlik edeceğim”
Yazısını Türkiye'nin önündeki döneme dair bir taahhütle sonlandıran İmamoğlu, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak şu ifadeyi kullandı:
“Ülkemizin demokratik yenilenme sürecine liderlik etmeye kararlıyım. Meşruiyet ve hukukun üstünlüğüne dayanan yeni bir hükümet, dünyayla ilişkilerini netlik ve kararlılıkla kuracaktır.”