Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, hafta içinde altıncı ve yedinci toplantılarını gerçekleştirdi. Toplantılarda eski Meclis başkanları ve baro başkanları dinlendi. Önümüzdeki hafta ise akademisyenler, iş insanları ve sendikaların görüşleri alınacak.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) dinlenmesini talep ettiği kurumlar arasında yer alan Kürt Araştırmaları Derneği (Komeleya Lêkolînên Kurdî), davet edilmesi durumunda Kürtçe ile ilgili taleplerini komisyonda sunacak. 1992 yılında İstanbul Kürt Enstitüsü olarak kurulan kurum, 2016’da Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatıldı. Bu enstitünün çalışanları ve gönüllüleri tarafından kurulan Kürt Araştırmaları Derneği, kuruluşundan bu yana Kürtçe alanında kapsamlı akademik çalışmalar yürütüyor.
Kürtçeye Resmi Statü ve Eğitim Talebi
Derneğin Eşbaşkanı Remziye Alparslan, komisyonda dinlenmelerinin önemine dikkat çekerek çağrıldıkları takdirde Kürtlerin dil alanındaki taleplerini aktaracaklarını söyledi. Alparslan, “30 yılı aşkın süredir Kürtçe alanında çalışıyoruz. Dili öğretmek, geliştirmek ve korumak amacıyla kurslar ve atölyeler açıyor, Kürtçe materyal üretiyor ve dağıtıyoruz” dedi.
DEM Parti’nin dinlenmesini talep ettiği listede Kürtçe araştırma yapan tüm kurumların yer aldığını belirten Alparslan, diğer Kürt dil kurumlarının taleplerini komisyonda aktaracaklarını ifade etti. Alparslan, Kürtçeye resmi statü ve eğitim hakkı verilmesi gerektiğini vurguladı ve mevcut yasalarda, özellikle Anayasa’nın 42’nci maddesinde değişiklik yapılması gerektiğini söyledi. Mevcut yasaların halklar için engel teşkil ettiğini ve Türk kimliği üzerinden oluşturulduğunu ifade eden Alparslan, “Bizim isteğimiz bu maddelerin kaldırılmasıdır” dedi.
Yerel Yönetimler ve Çok Dillilik
Alparslan, sağlık ve eğitim gibi alanlarda çok dilliliğin kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. Dünyada bunun örnekleri olduğunu belirten Alparslan, sürecin adım adım ilerleyeceğini ve mekanizmaların inşa edileceğini söyledi. Meclis’te Kürtçe ve diğer dillerin artık ‘bilinmeyen dil’ olarak tanımlanmaması gerektiğini ifade eden Alparslan, yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin çalışmaların yaşamsallaşması için önemli olduğunu belirtti.
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın uygulanmasının merkezi yönetimin yükünü hafifleteceğini ve yerel yönetimlerin kendi çalışmalarını örgütleyip sürdürebileceğini vurguladı. Çok dilliliğin benimsenmesinin önemine dikkat çeken Alparslan, “Sağlık sendikaları, eğitim sendikaları ve Kürtçe dil kurumları bu alanlarda çalışmalar yürütüyor. Çok sesliliği kabul etmek yeterlidir. Komisyona katılan kurumlara kulak verilmeli. Süreç ciddiyet ve samimiyetle ilerlerse, herkes için çok iyi olacaktır” dedi.