Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, çözüm sürecine ve gündemdeki siyasi tartışmalara ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Seçer, çözüm süreci tartışmalarına dair, “Tabii ki barış istiyoruz, hepimiz istiyoruz. Ama hangi koşullarda, hangi şartlarda, nasıl bir barış? Bunlara da bakmak lazım. Süreç yürütülüyor ama bu süreci iktidar partisinin dışında diğer aktörler yürütüyor. AK Parti bir var, bir yok” dedi.
“DEM seçmeni bir daha aldatılmaz”
Seçer, çözüm süreciyle birlikte Kürt seçmenin CHP’den uzaklaşacağı iddialarını reddederek, “DEM seçmeni bir daha AK Parti tarafından aldatılabileceğini düşünmüyorum. O kadar da ferasetsiz değildir DEM seçmeni; siyasal olarak da çok yetkin kitlelerdir bunlar” ifadelerini kullandı. Seçer, DEM seçmeninin yerel seçimlerde partisine sadık kalacağını, ancak cumhurbaşkanlığı seçiminde AK Parti adayını desteklemeyeceğini belirtti.
Geçmişe atıfta bulunan Seçer, AK Parti’nin ilk yıllarında Kürt seçmenin desteğini aldığını hatırlatarak, “O dönem demokratikleşmeden söz ediyordu, faili meçhuller azalmıştı, yatırımlar yapılmıştı. Ama aynı seçmen sonra AK Parti’nin antidemokratik uygulamalarını gördü, kutuplaştırıcı politikalarını yaşadı ve CHP’yi destekledi. Türkiye bu samimiyetsiz siyasetten çıkmalı. Seçmen sana oy verdiğinde iyi, vermediğinde kötü olamaz” dedi.
“CHP’li belediyelere operasyonlar itibarsızlaştırma çabası”
CHP’li belediyelere yönelik operasyonlara da değinen Seçer, “Bu operasyonların amacı CHP’li belediyeleri itibarsızlaştırmak, başarısız göstermek, şevkini kırmaktır. Çünkü iktidar CHP’nin halka belediye hizmetleriyle ulaştığını görüyor ve bundan rahatsız” dedi.
AK Parti’nin kamuoyu yoklamalarıyla toplum tepkisini ölçtüğünü söyleyen Seçer, “Toplumun sesini dinlerlerse bundan vazgeçerler ama körlemesine giderlerse bu operasyonlar daha da sertleşir” uyarısında bulundu.
Seçer, “Belediyelerde yasa dışı işlemler olabilir, ama bütün kamu kurumlarında olabilir. Neden sadece CHP’li belediyelere giriliyor? AKP’li, MHP’li belediyelere neden dokunulmuyor? Çünkü Cumhur İttifakı’na mensuplar” dedi.
“Her alanda adaletsizliğe isyan var”
CHP’nin mücadelesinin yalnızca partisel değil, demokrasi mücadelesi olduğunu belirten Seçer, “Meydanlara sadece CHP’li başkanlar için değil, Türkiye’de adaletin, hukuk devletinin yok olmasına karşı çıkan insanlar çıkıyor. Her alanda adaletsizliğe isyan ediyorlar” diye konuştu.
Cumhur İttifakı’ndaki çatlağa da değinen Seçer, “AKP’yle MHP şu anda birbirine girmiş durumda. Bunu görmemek için gaflet içinde olmak lazım” dedi.
“CHP’nin güçlü bir yapıya ihtiyacı var”
Yaklaşan CHP kurultayına ilişkin değerlendirmesinde Seçer, “Bir liderlik tartışmasının olduğunu düşünmüyorum. Ama çok güçlü bir yönetim yapısına ihtiyacımız var. Deneyimli, birikimli kadrolar olmalı” ifadelerini kullandı.
Parti içi çekişmelerin zarar verdiğini belirten Seçer, “Siyasette küslük olmaz. Mücadele olur ama kine, nefrete dönüştürülmemeli. Kapsayıcı ve kucaklayıcı bir yönetim şart” dedi.
Özgür Özel’in tek aday olarak kurultaya gideceğini belirten Seçer, “Lider olmak farklı bir şeydir. Sayın Genel Başkan şu ana kadar iyi bir süreç yürütüyor ama asıl başarı iktidara gelmekle ölçülür” ifadelerini kullandı.
“CHP ilkeleriyle barışa katkı verir”
Seçer, çözüm sürecine ilişkin olarak, “Bu sürecin samimi olması için demokrasiye zarar veren uygulamalardan vazgeçilmesi gerekir. Bir yandan demokrasiyi zenginleştireceğiz deyip diğer yandan hukuksuzluklar yapıyorsanız, bu çelişkidir” dedi.
CHP’nin ilkelerine vurgu yapan Seçer, “Cumhuriyetin kurucu partisi olarak, laik ve demokratik Türkiye’ye halel getirecek bir anayasa değişikliğine CHP izin vermez. Ama demokratikleşmeyi, eşit yurttaşlığı tahkim edecek her adıma da destek verir” şeklinde konuştu.
“Erken aday tartışması zarar verir”
Cumhurbaşkanlığı seçimi sorusuna Seçer, “Erken aday tartışması bize zarar verir. Erken seçim ihtimali yok. Türkiye anayasal bir devlettir, seçim ertelenemez” yanıtını verdi.
Seçer, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu sürecin başarıya ulaşmasını isterim. Ama Türkiye’de samimiyetsiz siyaset bitmeden gerçek bir barış mümkün değil.”
