Güncel

Kürt seçmenin %95’i: CHP barış sürecine girmeli

1655 DEM Parti seçmeniyle yapılan araştırmaya göre Kürt seçmenin %97,2’si İmralı ziyaretlerinin devamını istiyor, %95’i CHP sürece katılmalı diyor.

Abone Ol

SAMER Saha Araştırmaları Merkezi’nin hazırladığı kapsamlı araştırma, Kürt seçmenin barış ve çözüm sürecine dair tutum ve beklentilerini ayrıntılı biçimde ortaya koydu. Türkiye’de 2024 Ekim ayından itibaren yeniden gündeme gelen çözüm süreci, Kürt meselesi, siyasal temsil ve barış beklentilerini ele alan çalışma, DEM Parti seçmeni olan 1655 kişiyle gerçekleştirildi. Araştırma, 1–6 Aralık 2025 tarihleri arasında çevrimiçi yöntemle yapıldı ve 23 kenti kapsadı. Katılımcıların yüzde 94,6’sı kendisini Kürt kimliğiyle tanımladı.

Araştırma bulguları, DEM Parti seçmeninde yüksek bir siyasal konsolidasyona işaret ediyor. “Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuna verilen yanıtlar, seçmenin yüzde 96,3’ünün yine DEM Parti’yi tercih edeceğini ortaya koydu. Oy kullanmayacağını söyleyenlerin oranı yüzde 1,9’da kalırken, diğer tüm partilere verilen destek yüzde 1’in altında ölçüldü. Bu tablo, DEM Parti seçmeninin siyasal tercihlerinde güçlü bir süreklilik olduğunu gösteriyor.

Kürt seçmenin barış sürecine ilgisi ise son derece yüksek. Katılımcıların yüzde 99,5’i yeni çözüm sürecini yakından takip ettiğini belirtti. Bilgi düzeyi açısından bakıldığında seçmenlerin yüzde 55,6’sı sürece dair orta düzeyde bilgiye sahip olduğunu, yüzde 34,5’i ise çok bilgi sahibi olduğunu ifade etti. Az bilgi sahibi olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 9’da kalırken, hiç bilgisi olmadığını belirtenler yüzde 1’in altında ölçüldü. Kadınlar ve 18–34 yaş aralığındaki katılımcılar, “çok bilgi sahibiyim” diyen grupta öne çıkarken, en düşük bilgi düzeyi 45–54 yaş grubunda görüldü.

Araştırmada öne çıkan başlıklardan biri, TBMM’de kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun İmralı temasları oldu. DEM Parti seçmeni, komisyonun İmralı’ya gerçekleştirdiği ziyaretlere çok güçlü destek veriyor. “Komisyonun İmralı’ya gitmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 97,4’ü olumlu yanıt verdi. Ziyaretlerin sürdürülmesi gerektiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 97,2 ile neredeyse oybirliği düzeyine ulaştı. Bu sonuç, Kürt seçmenin sürecin kurumsal, sürekliliği olan ve doğrudan muhataplarla yürütülmesini önemsediğini ortaya koyuyor.

Buna karşılık CHP’nin komisyona temsilci vermeme kararı, Kürt seçmen nezdinde ciddi bir tepkiyle karşılandı. Araştırmaya göre DEM Parti seçmeninin yüzde 87’si CHP’nin bu kararını olumsuz ya da çok olumsuz olarak değerlendiriyor. Katılımcıların yüzde 94,9’u ise CHP’nin İmralı temaslarını yürüten heyete temsilci göndermesi gerektiğini düşünüyor. Bu veriler, Kürt seçmenin çözüm sürecinin yalnızca iktidar ile sınırlı kalmaması, muhalefetin de sürece aktif biçimde dahil olması gerektiği yönündeki güçlü beklentisini ortaya koyuyor.

Kürt seçmenin sürecin geleceğine ilişkin değerlendirmeleri ise ihtiyatlı bir iyimserliğe işaret ediyor. “Süreç başarıya ulaşır mı?” sorusuna katılımcıların yüzde 53,2’si “evet” yanıtını verirken, yüzde 38,7’si sürecin kısmen başarılı olabileceğini ifade etti. Yalnızca yüzde 8’lik bir kesim sürecin başarısız olacağını düşünüyor. Bu dağılım, barış beklentisinin güçlü olduğunu ancak geçmiş deneyimlerin yarattığı temkinin hâlâ etkili olduğunu gösteriyor.

Araştırmada katılımcılara açık uçlu olarak sürecin olumlu ilerleyebilmesi için hangi adımların atılması gerektiği de soruldu. Yanıtlar, Kürt seçmenin barışı soyut söylemlerden ziyade somut ve yapısal adımlarla ilişkilendirdiğini ortaya koydu. En sık dile getirilen talepler arasında siyasi tutsakların, özellikle hasta tutukluların serbest bırakılması yer aldı. Bunun yanı sıra Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması, Kürt sorununun çözümü için yasal ve anayasal düzenlemelerin yapılması, anadilde eğitim hakkının tanınması, Kürt dili ve kültürü üzerindeki engellerin kaldırılması, demokratikleşme adımlarının hızlandırılması, Kürt kimliğinin anayasal güvence altına alınması, kayyum uygulamalarının sona erdirilmesi ve devletin süreci ilerletecek somut adımlar atması öne çıkan beklentiler arasında yer aldı.

Sürecin sorumluluğuna dair değerlendirmeler de dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu. Katılımcılar, barış ve çözüm sürecinin ilerlemesinde en fazla sorumluluğu iktidar partisi AKP’ye ve devlete yüklerken, Abdullah Öcalan, MHP ve DEM Parti de önemli aktörler arasında sayıldı. Bu dağılım, Kürt seçmenin çözüm sürecini tek bir aktörün inisiyatifine bırakmadığını, çok aktörlü ve eş zamanlı bir irade beklentisi içinde olduğunu gösteriyor.

SAMER Araştırması’nın ortaya koyduğu tablo, Kürt seçmenin barış sürecine güçlü bir ilgi ve beklentiyle yaklaştığını, ancak bu beklentinin somut, hukuki ve kurumsal adımlarla karşılık bulmasını istediğini ortaya koyuyor. Veriler, çözüm sürecinin geleceğinin, atılacak adımların niteliği ve kapsayıcılığıyla doğrudan bağlantılı olduğuna işaret ediyor.