Kadın

Menepoz Hakkında Neden Bu Kadar Cahiliz?

Dünya genelinde milyonlarca kadın menopozun etkilerini tanımıyor. Bilgi eksikliği, erken riskleri gizliyor ve kadınların yaşam kalitesini ciddi biçimde zorluyor

Abone Ol

Menopoz hâlâ dünyanın büyük bölümünde yeterince anlaşılmıyor ve bu bilgisizlik, kadınların sağlık açısından kritik uyarıları kaçırmasına yol açıyor. Hindistan’ın Bihar eyaletinde yaşayan 38 yaşındaki Rosy Devi, 2019’da geçirdiği histerektominin ardından beklenenden çok erken menopoza girdi. Nefes darlığı, şiddetli sıcak basmaları, göğüs ağrıları ve sürekli yorgunlukla yaşamının hızla değiştiğini anlatıyor. “Sanki bir anda yaşlandım,” diyen Devi, bu süreci hiç tanımadan içine düştüğünü söylüyor.

Oysa menopoz, dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınların kaçınılmaz bir dönemi. Ancak uzmanlar, kadınların büyük bölümünün süreci tanımadığını, belirtileri başka sorunlarla karıştırdığını ve bu nedenle geç ya da yanlış destek aldığını vurguluyor. Sıcak basmaları ve ruh hali değişimleri bilinen etkiler olsa da, menopozun çok daha geniş bir belirti yelpazesi var.

Menopoz, adet dönemlerinin 12 ay boyunca tamamen kesilmesiyle tanımlanıyor ve genellikle 45-55 yaş arasında görülüyor. Ancak araştırmalar 40-44 yaş aralığında her 10 kadından birinin, 40 yaş öncesinde ise yüzde 8,6’sının menopoza girdiğini ortaya koyuyor. Genç yaşta histerektomi, kemoterapi veya tıbbi müdahaleler de süreci tetikleyebiliyor. Doğal menopozun ilk evresi olan perimenopoz ise kimi kadınlarda 30’lu yaşların ortasında başlayabiliyor ve düzensiz adet döngülerinden uykusuzluğa kadar birçok erken sinyal veriyor. Buna rağmen araştırmalar, kadınların büyük bir kısmının perimenopoz dönemine girdiğini fark etmediğini gösteriyor.

Menopoz bilgisi konusundaki eksiklik yalnızca kadınlarla sınırlı değil. Doktorların da yetersiz bilgilendirmesi, kadınların kendilerini “görülmemiş ve desteklenmemiş” hissetmesine neden oluyor. İngiltere’de yapılan bir araştırmada kadınların yüzde 90’ı okulda hiç menopoz eğitimi almadığını, yarısına yakını ise sürece ilişkin tamamen bilgisiz olduğunu belirtti.

Menopozun zamanlaması da küresel ölçekte ciddi farklılıklar gösteriyor. Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde erken ve prematüre menopoz oranlarının arttığı görülüyor. Hindistan’da yapılan çalışmalar, genç ve kırsalda yaşayan kadınlar arasında gereksiz ve baskı altında gerçekleştirilen histerektomilerin yaygınlaştığını, bunun da menopozun erken başlamasına yol açtığını ortaya koyuyor. Kadınların önemli bir kısmı, geçirdikleri operasyonların kapsamını bile tam olarak bilmiyor.

Menopoz belirtileri kişiye göre büyük değişkenlik gösteriyor. Sıcak basmaları ve gece terlemeleri en yaygın etkiler olsa da, eklem ağrıları, kas sorunları, baş ağrıları, migren, uykusuzluk, idrar kaçırma, kalp çarpıntısı, saç dökülmesi, kilo artışı, odaklanma zorluğu ve cinsel istekte değişimler sık görülen etkiler arasında. Daha az bilinen belirtiler arasında kuru göz, görme değişiklikleri, kolay morarma, ağız kuruluğu, ciltte kaşıntı ve nadiren libido artışı bile yer alıyor.

Uzmanlar, menopozun yanlış tanımlanmasının ciddi sağlık risklerini beraberinde getirdiğini belirtiyor. Özellikle menopoz sonrası östrojen seviyelerindeki düşüş, kalp-damar hastalıkları riskini artırıyor. Kalp hastalıklarının kadınlarda dünya genelinde en büyük ölüm nedeni olması, menopoz bilincinin önemini daha da belirgin kılıyor. Ayrıca erken menopoz, KOAH gibi solunum hastalıklarının riskini de yükseltiyor. Mental sağlık ise en az konuşulan başlıklardan biri. Menopoz döneminde depresyon, kaygı, sinirlilik ve uykusuzluk sık görülmesine rağmen bu konu yeterince gündeme gelmiyor.

Dünya genelinde en yaygın tedavi yöntemi hormon replasman tedavisi (HRT). Ancak bu tedaviye erişim gelir durumuna, coğrafyaya ve sağlık hizmetlerinin niteliğine göre büyük farklılık gösteriyor. ABD’de yakın zamanda HRT üzerindeki “kara kutu uyarılarının” kaldırılması, tedaviye yönelik korkuları azaltmayı ve kadınların bu yönteme daha kolay erişebilmesini amaçlıyor. Hormon tedavisi dışında antidepresanlar, vitamin takviyeleri ve yaşam tarzı değişiklikleri de sık kullanılan yöntemler arasında. Fakat bitkisel takviyeler konusunda yeterli bilimsel kanıt bulunmuyor.

Uzmanlar, menopoz farkındalığının yalnızca kadınlar için değil, toplumun bütün yapısı için kritik bir konu olduğunun altını çiziyor. Kadınlar dünya nüfusunun yarısını oluşturuyor ve yaşam süreleri giderek uzuyor. Dolayısıyla menopoz döneminde ihtiyaç duyulan sağlık hizmetleri, bakım mekanizmaları ve politikalar acil şekilde geliştirilmek zorunda. Kadınların yalnızca “üreme sağlığı” üzerinden tanımlandığı sağlık politikaları ise artık bu ihtiyaca cevap vermiyor. Kadınların üreme sonrası döneme dair hak, bilgi ve bakım taleplerinin görünür olması gerektiği vurgulanıyor.

Uzmanlara göre çözüm, menopozu konuşmaktan, eğitimi artırmaktan ve sağlık çalışanlarını bu konuda donatmakla başlayacak. Genç yaşta bilgi sahibi olmak, menopozun hayatın bir “sonu” değil, yeni bir evresi olduğunu anlamayı sağlıyor. Bu da kadınların bu döneme hazırlıklı, bilinçli ve güçlü bir şekilde girmesinin önünü açıyor.