Mısırlı feminist yazar, düşünür ve aktivist Nawal El Saadawi, yıllar önce katıldığı bir televizyon programında “Orta Doğu” ifadesinin sömürgeciliğin ürünü olduğunu söyleyerek bölgenin Batı merkezli bir bakışla tanımlanmasını eleştirmişti. Saadawi’ye göre bu terim, Avrupalı güçlerin dünyayı kendi konumlarına göre adlandırmasının bir sonucu ve politik bir tahakküm aracından ibaret.

“Orta Doğu demeyelim,” diyen Saadawi, bölgenin ne “doğunun ortası” ne de “batının uzağı” olduğunu vurgulayarak şu sözleri söylemişti:
“Biz ne Avrupalıların haritasında bir yönüz, ne de onların merkezine göre varız. Biz kendi merkezimiziz.”
Bu çıkışı, hem sömürgecilik eleştirisi hem de bölgenin tarihsel-kültürel kimliğine sahip çıkma çağrısı olarak geniş yankı uyandırmıştı.
Feminizmin ve özgürlük mücadelesinin öncü isimlerinden
1931 yılında Nil kıyısındaki Kafr Tahla’da doğan Nevâl el-Sa‘adâvî, Arap dünyasının en etkili feminist figürlerinden biri olarak tanınıyor. Doktor, psikiyatrist, yazar ve kadın hakları savunucusu olarak kaleme aldığı onlarca kitapta ataerkil yapıları, sınıfsal eşitsizliği ve dini yorumların kadın üzerindeki baskılarını eleştirdi.

Kadın sünnetine karşı yürüttüğü kampanyalar nedeniyle defalarca hedef gösterildi, görevlerinden alındı, sansüre uğradı ve 1981’de hapse atıldı. Hapishane deneyimini daha sonra Women’s Prison adlı eserinde anlattı.
Çocuk yaşta sünnet edilen Saadawi, hayatı boyunca hem kadın sünneti uygulamasına hem de erkek çocukların sünnetine karşı açık bir mücadele yürüttü. Arap toplumundaki kadın konumunu, dini dogmaların kadınlara yüklediği baskıları ve ataerkil aile yapısını sert bir dille eleştirdi.
Eserleri 30’dan fazla dile çevrildi; Harvard, Yale, Columbia gibi üniversitelerde ders verdi; uluslararası ödüller aldı.
“Orta Doğu” kavramı neden sorunlu? Saadawi’nin yaklaşımı
Saadawi’nin eleştirisi üç temel noktada öne çıkıyor: “Orta Doğu” kavramının Batılı güçlerin dünyayı kendi merkezlerinden tanımlamasının bir sonucu olduğunu savunuyor. Yani bu ifade, bölgeyi coğrafi niteliğinden çok bir güç hiyerarşisinin parçası hâline getiriyor. Saadawi’ye göre bu kavram, Batı’nın bölgeyi kendi çıkar alanı olarak “adlandırma ve çerçeveleme” hakkını kendisine atfettiğini gösteriyor. Böylece dil, bir tahakküm aracı hâline geliyor. Saadawi, bölge halklarının kendilerini tanımlama hakkını savunuyor ve şu fikri öne çıkarıyor:
“Biz kendi merkezimizi kendimiz belirleriz.”
Köklü bir feminist, keskin bir eleştirmen
Saadawi, hayatı boyunca hem Mısır’da hem de uluslararası arenada kadın hakları, siyasi özgürlük ve toplumsal eşitlik için mücadele etti. İslami örtünmeyi kadınları kontrol etmenin siyasi bir aracı olarak tanımladı; dini dogmaların eleştirilememesini “sansürün en görünmez biçimi” olarak nitelendirdi. ABD’nin Orta Doğu politikalarını sert biçimde eleştirdi ve sömürgecilik karşıtı görüşlerini her fırsatta dile getirdi.

Toplumsal cinsiyet, din, sınıf ve emperyalizmi birlikte ele alan politik çizgisi, onu Arap dünyasında tartışmalı ama etkisi tartışılmaz bir figür hâline getirdi.
2021’de hayatını kaybetti, sözleri hâlâ tartışılıyor
21 Mart 2021’de yaşamını yitiren Saadawi, birçok kesim tarafından Arap dünyasının en etkili feminist yazarı olarak anılıyor. Eleştirileri, özellikle de “Orta Doğu” kavramına yönelik çıkışı, bugün de bölgenin kimliği, sömürgecilik mirası ve dilin politik gücü üzerine yürütülen tartışmaların merkezinde yer alıyor.




