Türkiye, 21 Ağustos 2024’te 8 yaşındaki Narin Güran’ın kaybolmasıyla sarsıldı. Diyarbakır’da bir Kuran kursundan çıktıktan sonra bir daha görülmeyen Narin için bölgede büyük bir arama çalışması başlatıldı. Jandarma Arama Kurtarma, AFAD, Dicle Üniversitesi Arama Kurtarma ekipleri, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi itfaiyesi ve 112 Acil Sağlık ekipleri günlerce Narin’i aradı. Sulama kanalları, su kuyuları, tarlalar, mezarlıklar, boş evler ve evlerin bahçeleri titizlikle tarandı.
Aradan üç hafta geçtikten sonra, Narin’in cansız bedeni 8 Eylül 2024’te Eğertutmaz Deresi’nde bulundu. Küçük kızın ölümüne dair soruşturmada çelişkiler ve karmaşık aile ilişkileri öne çıktı. Narin’in annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve amcası Salim Güran, ‘iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Cinayeti Narin’in cesedini dere kenarına gömen Nevzat Bahtiyar ise ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Karar İstinaf Mahkemesi tarafından onaylandı, dosya şimdi Yargıtay’da bekliyor.
Soruşturma sürecinde çok sayıda şüpheli ifadesine başvuruldu. Cinayete karıştığı iddia edilen aile üyeleri, komşular ve yakın çevre, olayın nasıl gerçekleştiğine dair çelişkili ifadeler verdi. İddianamede, şüphelilerin fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiği, Narin’i boğmak suretiyle öldürdüğü ve suçun müşterek fail olarak işlendiği belirtilmişti. Ancak hâlâ cinayetin tüm ayrıntıları, planlanma şekli ve sebebi netlik kazanmış değil.
Bir yıl geçmesine rağmen Narin’in adı Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde yaşatılıyor. Diyarbakır’da Köy Çocukları Okusun Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Kayapınar’daki Mevlana Ortaokulu’nda Narin Güran Kütüphanesi açtı. Diyarbakır Bağlar’da Narin Anaokulu, Çocuklar Gülsün Diye Derneği’nin desteğiyle törenle hizmete girdi. Mardin’in Midyat ilçesinde Millet Bahçesi Kütüphanesi Konferans Salonu’na, İzmir, Gaziantep, Sivas, Nevşehir ve Kilis’teki bazı parklara da Narin’in adı verildi.
“Narin’in ailesi biziz”
Kadın örgütleri ve çocuk hakları savunucuları, Narin’in ölümünden sonra açıklamalar yaparak davanın takipçisi olduklarını duyurdu. “Narin’in ailesi biziz” vurgusuyla seslerini duyuran örgütler, adaletin eksikliğine dikkat çekiyor ve Türkiye’de çocukların güvenliğinin sağlanması için kamuoyunu uyarıyor.
21 Ağustos 2025 itibarıyla, Narin Güran’ın ölümünün üzerinden tam bir yıl geçti. Adalet hâlâ tam olarak sağlanamadı. Dosya Yargıtay’da beklerken, toplumun vicdanı hâlâ taze ve Narin’in sesi unutulmamış durumda. Onun adına açılan kütüphaneler, okullar ve parklar, bir çocuğun kaybolan yaşamının anısını yaşatıyor.
Narin Güran cinayeti, sadece bir dava değil; aynı zamanda Türkiye’de çocuk hakları, kadın mücadelesi ve adalet sisteminin sınavı olarak hatırlanıyor. Katiller mahkûm olsa da, cinayetin tüm ayrıntıları hâlâ belirsiz ve bu belirsizlik, Narin için adaletinin tamamlanmasını engelliyor. Bir yıl geçti, ama adalet hâlâ yok.
