Kadın

Natalia’dan “Rojda”ya: Rojava’da yeni bir hayat

Brezilyalı Natalia Gonzalez, Rojava’da “Rojda” adını aldı. Kürt kadınlarının mücadelesinden etkilenerek tiyatro ve dansla topluma katılıyor.

Abone Ol

Brezilyalı sanatçı ve aktivist Natalia Gonzalez de Oliveira, Kürt kadınlarının mücadelesinden etkilenerek Rojava’ya gitti. Bugün artık kendisini “Rojda” olarak tanıtan Gonzalez, Rûdaw’a verdiği röportajda, bölgedeki deneyimlerini ve Kürt halkıyla kurduğu bağı anlattı.

2017’de IŞİD’e karşı savaşan kadınlar hakkında bir haber okuduktan sonra Kürtlerle tanıştığını söyleyen Gonzalez, “Nutkum tutuldu. ‘Vay canına!’ dedim. O zamana kadar Kürt halkı hakkında hiçbir şey bilmiyordum” ifadelerini kullandı. Arjantinli kadın savaşçı Alina Sanchez’in hikâyesinden de etkilendiğini belirten Gonzalez, “Onun şehit düştüğünü öğrendiğimde daha fazla okumaya başladım. Brezilya’da Kürdistan üzerine neredeyse hiç haber bulamıyoruz” dedi.

Rûdaw’a konuşan Gonzalez, Rojava’ya geliş amacını şu sözlerle anlattı:
“Bakın, Rojava’ya vardığımda kültürel bir iş için gitmedim. Toplumun devletsiz bir yaşam için kendini nasıl örgütlediğini görmek istedim. Başkanları yok. Demokratik Konfederalizm nedir, merak ettim. Sonra oraya âşık oldum. Bunun ideolojiyle değil, toplumla ilgisi vardı. Gerçek bir toplum gördüm; insanlar birlikte çalışıyor, birlikte yaşıyorlardı.”

Sanatçı kimliğiyle de Kürdistan’da çalışmalar yürüten Gonzalez, altı ay sonra davet edildiği bir tiyatro grubuyla sahneye çıktı. Hunergeha Welat bünyesinde dans ve tiyatro dersleri veren Gonzalez, klasik bale, modern dans ve yoga tekniklerini Kürt gençlerine aktardığını belirterek, “İlk başta çok korktum, ‘Buranın kültürünü bilmiyorum, ben yabancıyım’ dedim. Ama arkadaşlar ısrar etti. Onlarla çalışmaya başladım. Konuşamadığımda bedenimle ifade ettim” dedi.

Gonzalez, Kürt danslarının da kendisini etkilediğini ifade ederek, “Halay çekerken el ele tutuşmak, toplumun birliğini hissettiriyor. Balede ya da modern dansta yalnız dans edersin. Ama burada birlikte olmanın kültürel ve tarihsel bağını görüyorsun. Bu, kaybettiğimiz bir değer. Onu dünyaya göstermek ve korumak gerekiyor” diye konuştu.

Kürt kadınlarının gücüne ve örgütlenmesine hayran kaldığını söyleyen Gonzalez, “Kadınlar sadece savaşmıyor, aynı zamanda toplumu da inşa ediyor. Rojava bana kadınların eşitlik mücadelesinde omuz omuza nasıl yürüyebileceğini öğretti. Erkeklere karşı değil, erkeklerle birlikte eşit olmak için mücadele etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Brezilya kökenlerini sorgulamaya başladığını da dile getiren Gonzalez, “Ailem İtalya, İspanya ve Portekiz’den göç etmiş. Brezilya’daki yerli halkın kültürünü bizden aldılar. Kendi kökenimle ilgili pek bir şey bilmiyordum. Ama Kürtler bana toplumu, kültürü ve yaşamı öğretiyor. Bu yüzden her gün öğreniyorum” dedi.

“Rojda” adıyla tanınan Gonzalez, Rojava’da kendisini güvende hissettiğini vurguladı:
“Rojava’ya gittiğimde kendimi iyi ve güvende hissediyorum çünkü toplum bizimle. Onlar için en önemli şey yaşam, direniş, kültür ve demokrasiye bağlılık. Kadınlar çok güçlü, örgütlenme ve savaşma yetenekleri var. Gittiğiniz her yerde kendi işlerini yapıyorlar.”

Natalia Gonzalez, son olarak Rûdaw’a, Kürt halkına bakışının tamamen değiştiğini aktararak, “Ortadoğu hakkında hiçbir şey bilmiyorduk. Ama Kürt halkını tanıdıkça hem kendimi hem dünyayı yeniden öğreniyorum” dedi.