İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonlar kapsamında 23 Mart’ta tutuklanan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın cezaevinde sağlık durumu giderek ciddileşirken, hükümete yakın Yeni Akit gazetesinden gelen haber kamuoyunda infial yarattı.
Yeni Akit, Çalık hakkında attığı “Çalık turp gibi” manşetiyle hem sağlık durumu hem de insan hakları ihlalleri bağlamında yaşanan süreci hedef aldı. Gazetenin haberi, Çalık'ın cezaevinde yaşadığı sağlık sorunlarını görmezden geldiği ve kamuoyunu yanıltıcı bir dil kullandığı gerekçesiyle sert şekilde eleştirildi.
Çalık 21 kilo verdi, ameliyat oldu
Daha önce iki kez akut lösemi teşhisi konulan ve bu süreçleri atlatan Murat Çalık, tutukluluk süresi boyunca 21 kilo kaybetti. Lenfoma şüphesiyle geçtiğimiz günlerde ameliyat edilen Çalık, ardından anjiyo geçirerek tekrar cezaevine gönderildi. Adli Tıp Kurumu ise İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nin verdiği sağlık kurulu raporunu yeniden değerlendirmeye aldı. Bu kapsamda Çalık, İzmir Şehir Hastanesi’nin hematoloji servisine yatırıldı.
Adli Tıp’ın ilk açıklamasında, Çalık’a 1999 yılında akut miyeloid lösemi (AML) tanısı konulduğu, ancak 26 yıldır hastalığın nüksetmediği belirtildi. Buna rağmen yaşadığı sağlık sorunları ve hızlı kilo kaybı endişe yaratıyor.
Annesinden çağrı: “Oğlumun gözümün önünde gitmesini istemiyorum”
Çalık’ın annesi Gülseren Çalık, hastane önünde gözyaşlarıyla yaptığı açıklamada,
“Çok çaresizim. Oğlumun elimden kayıp gitmesini istemiyorum. Adalet Bakanı’ndan, savcılardan, hâkimlerden merhamet istiyorum” diyerek yetkililere çağrıda bulunmuştu.
Akit: “Turp gibi”
Ancak tüm bu gelişmelere rağmen Yeni Akit gazetesi, bugünkü manşetinde “Çalık turp gibi” ifadesine yer verdi. Haberde ayrıca Adli Tıp’ın raporunun, “hasta ölüyor” iddiasını çürüttüğü öne sürüldü. Bu ifadeler, yalnızca Çalık’ın ailesi ve sevenlerinden değil, basın etiği savunucularından da yoğun tepki aldı.
TİHV: “Bu bir işkencedir”
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) daha önce yaptığı açıklamada, Çalık’ın sağlık koşulları göz önüne alındığında tutukluluk halinin yaşam hakkı ihlali anlamına geldiğini belirterek, “Bu bir işkencedir” demişti. TİHV, Adli Tıp raporu beklenmeden uygun bir sağlık kurumunda tedavisinin başlatılması çağrısında bulunmuştu.
Basın etiği tartışması gündemde
Yeni Akit’in kullandığı manşet, yalnızca siyasi değil, etik bir tartışmanın da fitilini ateşledi. İnsan hakları örgütleri ve gazetecilik meslek örgütleri, hastalık gibi hassas bir konuda alaycı veya yanıltıcı başlıklar atılmasının halkın doğru bilgilendirilme hakkını ihlal ettiğini ve hasta haklarını görmezden geldiğini vurguluyor.